8 kaldı 300’e varmaya!..

Dün hatırlamadığım bir sebepten ötürü, Thermopylae Savaşı’nı hatırlamaya çalışırken buldum kendimi. Savaşın adını değil, olayı hatırlıyordum – Frank Miller’ın ‘300’ünü okumuşluğum vardı. Wikipedia’dan Pers-Yunan Savaşları hakkında biraz araştırma yaptım, güzel bir biçimde anlatmışlar, özetlemek yerine, doğrudan çeviri yapacağım.

Thermopylae Muharebesi
Jacques-Louis David/Leonidas at Thermopylae
Leonidas Thermopylae’de, Jacques-Louis David (1814)
Tarih: Ağustos, M.Ö. 480
Yer:Termopylae
Sonuç: Pers zaferi
Taraflar
Yunan şehir-devletleri Pers İmparatorluğu
Komutanlar
Leonidas (çarpışmada öldü) 1. Xerxes
Kuvvetler
7000 civarı Herodota göre 3.4 milyon; bugünkü tahminler 170000 ile 200000 arası
Zaiyat
En az 300, büyük ihtimalle 4000’den fazla 30000 civarında

Thermopylae Muharebesi [orijinal kaynak]

M.Ö. 480 yılında yapılan Thermopylae Muharebesi’nde, Yunan şehir-eyaletleri, işgalci Pers ordusuyla bir dağ geçidinde çarpıştı. Pers ordusu sayıca çok üstün olmasına karşın, Yunanlılar tarafından, bir hain Persleri alternatif bir geçidin varlığından haberdar edinceye kadar, engellendi. Yunan ordusunu yöneten Sparta Kralı Leonidas, 300 Spartalı dışındaki bütün orduyu geri gönderdi ve tarihin en muazzam son adama kadar direnme örneğini verdi. Sonrasında Persler Atina’yı yağmaladılar fakat, Yunanlıların Pers Tehdidine nihai olarak son verecekleri, deniz zaferiyle biten Salamis Muharebesi’ne hazırlanmalarını sağlayacak kadar geciktirildiler.

Arka Plan

Pers Kralı 1. Xerxes, yıllardan beri, babası Darius’un Yunanlılara karşı başlattığı savaşı sürdürmek için hazırlanıyordu. M.Ö. 484’de Xerxes’in ordusu ve donanması Anadolu’ya vardı ve Çanakkale’de, Dardanel’den karşı kıyı olan Abidos’a gemilerden bir köprü yapıp, askerlerini boğazdan karşıya geçirdi. Herodot, Xerxes’in beş milyondan fazla adamı olduğunu söylese de, ozan Simonides bu sayının üç milyon civarında olduğunu belirtir; gene Herodot, ordunun içerek nehirleri kuruttuğunu ve koca şehirlerin erzağını tükettiğini söyler. Bu betimlemeler bariz şekilde abartı olsalar da, kesin olan şey, Perslerin sayıca Yunanlılardan çok üstün olmalarıdır.

Vatandaşları doğdukları andan itibaren antik dünyadaki en iyi askerler olmak üzere eğitilen üstün disiplinli askeri Sparta eyaleti liderliğinde Yunan şehir-devletlerinden bir ittifak kısa sürede kuruldu. Yunan şehirleri, dinsel sebepleri öne sürerek, birliğe tam kapasitede ordu göndermekten çekindiler. Batıl itikatları yüksek olan Spartalılar ise hem çok yüksek olan köle nüfusunun isyanından korktuklarından, hem de Carneia Festivali’nin bitiminden önce savaşa gitmenin uğursuzluk getireceğini düşündüklerinden, Kral Leonidas’ın komuta ettiği ve bizzat kendisi tarafından özenle seçilen 300 [[hoplite]]’lık bir kuvvet gönderdi. Thebeslilerin Yunan İttifakına olan sadakatinden şüphe duyulduğundan, Kral Leonidas, Eurymachos’un oğlu Leontiades’ın önderliğinde, Thebeslilerden kurulu bir birlik göndermesinde ısrar etti[1].

Çarpışmanın olası sonucunu tahmin ettiğinden, Leonidas askerlerini seçerken kıstas olarak, sadece onların gidişinden sonra ailelerini çekip çevirecek oğulları olan adamlarını aldı. Böyle bir seçimin mantıklı sebebi olarak, Spartalıların Thermopylae’de ölme ihtimallerinin neredeyse kesin olduğunu bilmeleridir. ‘Spartalı Kadınların Deyişleri’ adlı yapıtında Plutarch, 1. Leonidas’ın eşi Gorgo’nun, kocasını gitmesinden evvel yüreklendirdikten sonra, ona, o gittikten sonra ne yapması gerektiğini sorduğunu anlatır. Bu soruya Leonidas’ın cevabı şöyle olmuştur:

İyi bir adamla evlenip, hayırlı çocuklar yapın.

Savunmaya elverişli özelliklerinden dolayı, “Sıcak Geçitler” diye de anılan Thermopylae’deki dağ geçidi çarpışma alanı olarak seçildi. O zamanlar, bu geçitten ancak iki savaş arabası çok sıkışık bir şekilde yanyana geçebiliyordu – bir yanında dağın dik yamacı, diğer tarafında ise denize açılan bir uçurum bulunmakta idi. Yol boyunca sıralı olarak üç adet “geçit” vardı ve bunlardan ortadakine, savunmalarında yardımcı olsun diye, Yunanlılar tarafından aceleyle alçak bir duvar örüldü. M.Ö. 480 yılının ağustos ayında işte bu noktada 300 Spartalının liderliğindeki 7000 asker civarındaki Yunan ordusu, kendilerinin belki de 40 katı kadar büyük Pers ordusuna karşı durdu.

Savaş

Xerxes, bu kadar küçük bir kuvvetin kendisine karşı geleceğini düşünmemişti, bu yüzden Yunanlılara üç-dört günlük bir geri çekilme zamanı tanıdı. Persler, vücutlarına yağ süren ve egzersiz yapmakta olan Spartalıları ilk gördüklerinde, bu ritüelin sonuna kadar dövüşmeye hazır olan savaşçılara dair olduğunu anlayamadıklarından bir hayli şaşırmışlardı. Yunan ordusu, kalkanların birleştirilip, mızrak uçlarının kademeleri olarak öne çıkarıldığı ve bütün geçişi tamamıyla kapatan falanks formasyonunu aldı. Bu esnada Pers ordusu sabırsızlanıyordu; Xerxes’in geçide gönderdiği birlikleri korkunç sonuçlar aldı. Kısa mızrakları ve oklarıyla Pers ordusu, ne Yunan falanksının uzun mızraklarını geçebildi, ne de kendilerinin hafif zırhı ve donanımı kendilerinden kat kat daha iyi eğitim almış ve donanmış hoplite’ların ağır zırhı ve silahları karşısında tutanabildi. Disiplinli Spartalıların yönetiminde yapılan taktik geri çekilip, hızlıca formasyona dönmeler Perslere büyük zaiyat verdirdi. Arazinin özelliklerinden ötürü, Persliles Yunanlıları saramıyor veya kanatlardan dalamıyorlardı, bu sebepten, sayıca üstünlükleri hiçbir işe yaramıyordu. Yunanlıların morali yüksekti. Herodot’un yazdığına göre Spartalı bir asker olan Dienekes, kendisine Pers oklarının güneşi kapattığı söylendiğinde, tipik kısa ve öz cevabını yapıştırmıştı: “Daha çoğu daha da iyi, böylelikle gölgede çarpışırız.” İkinci gün de, bir önceki güne benzer şekilde geçidi koruyan Yunanlılar, Persleri doğradı. Birliklerinin Yunanlılar önündeki bozgununu gören Xerxes, efsanevi Pers Ölümsüzlerini gönderdi. Fakat, Ölümsüzler bile Sparta falanksını yıkacak güçte değildi ve ağır kayıplar vererek geri çekilmek zorunda kaldılar.

İkinci günün sonunda Yunanlı Ephialtes Perslerin tarafına geçti ve Xerxes’e Thermopylae’den geçen ayrı bir yolu haber verdi; bu yolu kullanacak olan Persler Yunanlılara kanattan saldırabilecekti. Geçit Phocis’den gelen 1000 Yunanlı tarafından korunuyordu. Buraya, bu yolun varlığını savaştan hemen önce öğrenen Yunanlılar tarafından yerleştirilmişlerdi ama Perslerle bu noktada bir çatışma olacağına ihtimal vermiyorlardı. Persler gelince kısa bir direniş gösterip kaçtılar ve Persler başka bir engelle karşılaşmadan ilerledi.

Leonidas, artık çarpışmanın yararsız olduğunu anlamıştı. 11 Ağustos tarihinde, zaten yaşamdan vazgeçip, ölümüne çarpışmayı kabullenmiş 300 Spartalıyla, rehine[2] olarak tuttuğu Thebesliler haricindeki herkesi geri gönderdi. Fakat Demophilus liderliğindeki 600 kadar Thespiae’li diğer Yunanlılarla birlikte geri çekilmeyi reddetti. Bunun yerine, kalıp, Pers ilerleyişini geciktirmek için intiharsı bir çaba göstermeyi tercih ettiler. Bu noktada Thespiae’lilerin duruşlarına dikkat çekmek gerekir: Kendilerini feda etmelerinin de gösterebileceği gibi cesur Spartalılar, Sparta yasalarının gerektirdiği üzere beşikten itibaren savaşta gerektiğinde canlarını vermeye her daim hazır olmaya eğitilmiş profesyonel askerlerdi. Buna karşılık, Thepiae’liler vatandaş-askerlerdi (örneğin, Demophilus geçimini mimar olarak sağlamaktaydı) ve Spartalıların yalnız başlarına katledilmelerine izin vermemeye, ellerinden geleni yapmaya çalışmışlardı. Cesaretleri genellikle tarih tarafından görmezden gelinse de, kesin olan şu ki, Spartalılar bu cesaretin bilincindeydi. Spartalıların Thespiae’lilerle pelerinlerini değiş tokuş ettiği ve ebediyete kadar müttefik olmaya ant içtikleri söylenir.

Savaşın, hoplite savaşı için bile aşırı vahşi olduğu bilinir. Sayıları azalan Yunanlılar, geçidin en dar kısmındaki küçük bir tepeye çekildiler. Bu çekilmeyi fırsat bilen Thebesliler, Perslere teslim oldu[3]. Spartalılar ve Thespiae’lıların mızrakları kırılınca dövüşe xiphos adı verilen kısa kılıçları ile, onlar da kırılınca, elleri ve dişleri ile devam ettikleri söylenir. Yunanlılar, aralarında Xerxes’in iki kardeşinin de bulunduğu pek çok Persi öldürmüşlerse de, Leonidas da sonunda öldürüldü fakat Spartalılar teslim olmak yerine, krallarının naaşını korumak için daha da şiddetli saldırdılar. Daha fazla kayıp vermemek amacı ile, Persler, kalan Spartalıları uzaktan ok atışı ile öldürdüler.

Persler Leonidas’ın naaşını ele geçirdiklerinde, askerlerinin yüksek kayıplarıyla hiddetlenen Xerxes, başın vücuttan ayrılmasını, vücudun da çarmıha gerilmesini emretti. Düşmana ait bile olsa, bir cesedin bozulması, Pers kültüründe muazzam bir uğursuzluğa delaletti ve bu olayın ardından Xerxes’in derinden pişmanlık duyduğu söylenir. Sonradan Leonidas’ın vücudu çarmıhtan indirildi ve Spartalılara geri verildi. Spartalılar onu ihtişamla gömdüler.

Çarpışmanın yapıldığı yerde dikilen bir anıtta Simonides’in Spartalılar için söylediği bir manzume yazılıdır (Herodot’un Tarih’i, 7.228):

O xein’, angellein Lakedaimoniois hoti täde
keimetha tois keinon rhämasi peithomenoi

Bu dizeleri, şiirsel yapıyı bozmadan, şu şekilde çevirebiliriz:

Ey geçmekte olan yabancı, Spartalılara de ki,
burada, sözlerine sadık bizler yatmaktayız.

(Go tell the Spartans, stranger passing by,
that here, obedient to their laws, we lie)

ya da, daha birebir olarak:

Oh foreigner, tell the Lacedaemonians
that here we lie, obeying their words.

Başka bir çeviri (Michael Dodson tarafından, 1951 yılında) tüm Spartalı savaşçılara öğretilen devlete verilen, her şeye karşı dayanan hizmetin ruhunu yakalamaktadır:

Friend, tell the Spartans that on this hill we lie obedient to them still.

300 isimli çizgi-romanında Frank Miller, bu dizeleri biraz daha farklı çevirir:

Go tell the Spartans, passerby:
That here, by Spartan law, we lie

Frank Miller/300

Sonuçları

Persler için, teknik açıdan söyleyecek olursak, bir zafer olsa da, birkaç bin Yunanlının devasa boyutlarda zaiyat verdirmesi, Pers ordusuna ciddi bir darbe indirmişti. Benzer şekilde, Yunanlıların, gelmekte olan Pers katliamına karşı direnme azmini de arttırmıştır. Eşzamanlı olarak yapılan Artemisium Deniz Muharebesi Yunan (daha doğru olarak Atina) donanmasının geri çekilmesiyle berabere sonuçlanmıştı. Persler Ege Denizi ile güneyde Attica’ya kadar bütün Yunanistan’ın kontrolünü ele geçirmişlerdi; Spartalılar, Peloponnesse yarımadası ile Corinth kıstağını {[[kıstak]]} savunmak üzere hazırlanıyorlardı; bu esnada Xerxes vatandaşları çoktan Salamis adası’na kaçmış Atina’yı yağmalıyordu. Eylül ayındaki Salamis Deniz Muharebesi’nde Yunanlılar Persleri mağlup edip Xerxes’i geri çekilmeye zorladılar. Mardonius yönetimindeki kalan Pers ordusu da kral naibi Pusanias komutasındaki Spartalıların yönettiği birleşik Yunan ordusunca Plataea Muharebesi’nde yenildi.

Kaynakça

[1] Herodot Tarihi VII:205
[2] Herodot Tarihi VII:222 – Diğer kaynaklar, Herodot’un Thebiaslılara karşı yargıları olduğunu belirtir.
[3] Herodot Tarihi VII:223

Frank Miller – 300

Frank Miller/300

Frank Miller/300

Frank Miller/300

Frank Miller/Sin Ciy - Big Fat Kill
480 B.C.
King Leonidas of Sparta and his personal guard of three hundred men ready themselves for battle. The fat of humanity is at stake.
Out of Persia thunders the mightiest military force ever assembled. The earth shudders with the impact of its march. It drinks the rivers dry. It devours livestock like some hungry, angry god.
It pauses, poised to vanquish tiny Greece, to crush her impetinent invention of democracy and extinguish the only light of reason in the world.
The Spartans are outnumbered a hundred thousand to one — but Leonidas has chosen his battle site with care: the mountain pass called Hot Gates. Funneled into this narrow corridor, the Persians find their numbers useless. The Spartans hold their ground just long enough for slumbering Greece to wake and rally her sons for war
The Hope of civilization is kept alive by Spartan courage — and a careful choice of where to fight.
I’m outnumbered.
Outgunned.

But the alley is crooked.
Dark. And very, very narrow.

Funneled into it, they get in each other’s way. They can’t surround me. Their numbers don’t count for so much.

Sometimes you can beat the odds — with a careful choice of where to fight.

Frank Miller / Sin City: Big Fat Kill #5, pages 1 and 25

“8 kaldı 300’e varmaya!..” için 26 yorum

  1. 300 spartan — gerçekten soluk soluğa okuduğum bir araştırma yazısı olmuş 🙂 tebrikler.

  2. 8) — Merhaba. Sonuçta benim yaptığım basit bir çeviriden ibaretti ama işinize yaradığına / hoşunuza gittiğine sevindim. Bir de soru sormak isterim: bu sayfadan nasıl haberiniz oldu? Büyük ihtimalle google’dır ama neyi aratarak buldunuz, söylerseniz çok sevinirim.

    Selamlar,
    Emre Sururi

  3. Güzel — Merhaba gerçekten çok güzel olmuş iyi çeviri katkınız için teşekkürler şimdide filimine gideriz artık sayfanda güzel olmuş bir kaç yorumunu okudum seni tanımadan sevdim saglıcakla kal ha bu arada ben 300 spartalı diye aratmıştım google dan buldum kolay gelsin..

  4. zügeL — 8) baştan söylemişsiniz nasıl geldiğinizi ya, o sebepten çok teşekkür ederim. insan şaşırıyor nasıl olup da bulunabildiğine. yazıyı sonuçta yazan başkası, ben çevirdim, altına da iki tane resim ekledim, odur. 8) haydi size de kolay gelsin..

  5. Başlıksız — Thermopylae diye ararken buldum ben de çevirinizi.malum filmi gösterime girecekken bir bakalım dedim.teşekkür ederim
    sınırlı kaynagın olduğu bir konuda,derli toplu ve akıcı bir çeviri olmuş..

  6. neden? — Ben buna neden “8 kaldı 300’e varmaya!..” diye başlık atmıştım acaba? Yazarken çok iyi bildiğimi hatırlıyorum ama şimdi nil. Hafıza-i Sururi, nisyandan mamüldür. 8P

  7. 🙂 — bende durup dururken aklınıza neden bu konunun takıldığını merak ettim. 300 Spartalı’dan önce benim böyle bir savaş olduğundan haberim bile yoktu. filmi izlerken acaba abartıları nelerdir diye bi arayayım dedim sinema sayfalarının içinden sizin çevirilerinize denk geldim çokda süper oldu. sanırım arşivime koyacağım bu çeviriyi elinize sağlık 🙂

  8. Başlıksız — Yorumunuzu okudum. Akdardığınız bilgilerde çok güzel. Emeğinizin karşılığı olarak size teşekkür etmek istedim. Bende “thermopylae” diye google aratarak yazınıza ulaştım. Bu arada flimi izledim herkeze tavsiye ederim. Umarım bize tarihimizle ilgli güzel flimler yaparız. Tekrar Yazınız ve araştırmanız için size teşeküür ediyorum. Saygılar

  9. Leonidas — Tebrik ederim. Şan ve şerefin ne olduğunun, vatan için ölmenin nekadar önemli olduğunun bu kadar unutulduğu bir dönemde böylesi destanlarla hatırlanması çok hoş.

  10. Başlıksız — sanırım google’dan arayarak buldum 🙂 tam olarak hatırlamıyorum.

  11. Edge Elekler — 3 ay sonra geri dönüşünüz muhteşem olmuş efendim, en vefalı blog yorumcusu seçildiniz, tebrik ederim 🙂

  12. güsel çalısma — filmi bilmeden bu kadar bilgiyi bize verdigin için teşekkürler ben filmi izledim ama herşeyi anlatmıyo bu yazı daha aydınlatıcı tşk tekrardan bi de siteden platae savaşını aratırken haberimiz oldu

  13. Başlıksız — Çeviri için teşekkürler. Filmi dün izledim ve Pers tarihini araştırmaya başladım. vikipediden anladığım kadarıyla Selçuklu hükümderı Gıyaseddin Keyhüsrev önderliğinde büyük imparatorluklar birleşerek Pers adını almışlar. Filmde geçen pers imparatoru xerxes, aynı zamanda ermenistan kralıymış. Anlamadığım nokta Pers imparatorluğu bir nevi ortadoğu birliği gibi bir şey mi, kral kimlerden seçilir, komisyon mu vardır kurulla mı seçilir vs. google dan Türkçe sayfalarda xerxes diye aratınca buldum sayfanızı. araştırmaya devam ediyorum:)

  14. Cvp: Fırat — Araştırmalarınızda başarılar, verdiğiniz bilgiler için de teşekkürler Fırat Bey. Ne yazık ki, benim tarihçiliğim amatör bir ilgiden öteye gidemiyor senelerdir (kaldı ki son birkaç senedir o dahi yok 8)

  15. xerxes hakkında daha çok bilgi — araştırmanızı gerçekten beğeniyle okudum,ben pers kralı xerxes hakkında daha çok bilgi edinmek istiyorum ve bana bu konuda yardımcı olabilirseniz çok sevinirim

  16. werxes — Google’da xerxes kelimesi aratıldığında yabancı yazılar arasında tek Türkçe yazı size ait. Mükemmel bir çalışma olmuş, ellerinize sağlık.

    Başarılarınızın devamını dilerim.

  17. Çok teşekkürler — İlk olarak çok teşekkür ederim çalışmanız için.300 Spartalı filmini izlemek istedim(bugün).Eski 300 spartalı filmini de önceden izlemiştim.Bugün ise araştırmasını yapmayı planladım tarihteki yerini biliyordum,ingilizce kaynağını da okumuştum ama sizin yaptığınız gerçekten de herhangi birinin okuduğunda tarihte olmuş olan bu hikayeyi anlayabileceği kadar sade ve inanılmaz derecede akıcı ve anlaşılır olmuş.Çok teşekkür ederim.İyi günler (xerxes olarak girmiştim google de)
    Umarım bu çalışmanız,diğer türkçe leri bulunmayan bu tip konular için devam eder de herkes bilgi edinebilir(yabancı dil bilmeyenler )

  18. Başlıksız — ben xerxes diye arattım. öle buldum çok ilgimi çekti pers imparatoru. yazı için teşekkür ederim kolay gelsin

  19. Teşekkürler — Bu bilgiler için gerçekten teşekkür ederim. Biraz önce 300 Spartalı filmini izledim ve bir de okumak istedim bu tarihi. Çok iyi derlemişsiniz. Okurken bile heyecanlandım. Ayrıca şunu da söylemek isterim filmi izlemeden bu yazıyı okuyanlar, mutlaka izlemelisiniz, zira seyrettiğim en güzel savaş filmlerinden biriydi.
    Tekrar teşekkürler.

  20. yuh artık… — bende xerxes die aratanlardanım galiba..filmi yaklaşık 8. seyredişimden sonra nedir lan die bi bkayım istemiştim..eğer bu yazı filmden önce yazıldıysa gerçekten takdire şayan…filmin senaryosu sizdeymiş mirim:))))elinize sağlık..güzel ve detaylı bir yazı…(bu arada ben film için amerikan yunan ve hıristiyanlık propagandası ve islamı kötüleme senaryosu olduğuna katılmayanlardanım…adamlar kendi okudukları tarihi kendi geliştirdikleri muazzam teknolojileri ile filme alıyolar…hoş da oluyo…adam olalım da bizde çekelim adamakıllı bi osmanlı filmi..ders çıkarmak gerekir bok atmak yerine diye düşünüorum..yanlışsam söyleyin arkadaşlar..herkese sevgiler…..

  21. sanane — sanane ya bosversene ya yarin sinav ya hadi mac izleyek ya
    bossssssssssssssver ya

Fırat için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir