Ben dün ve bugün laynıks the cat the wonderful wonderful cat

Kendi başıma, enternetten gayrı kimseciklere danışmadan sormadan parnakla dürtmeden

  • Linaks yükledim (Fedora 8)
  • Ndiswrapper yükledim, kablosuzu tanıttım
  • Ati’nin sürücüsünü yükledim
  • Root bile olsam verdiğim komutları path’de bulamıyordu (/sbin, /usr/sbin) onları ekledim path’e (ve “su -“deki (-)’nin anlamını öğrendim sonunda (Barış 40 kere söylemişti ama insan ihtiyaç duymayınca öğrenmiyor)
  • PPP over Internet bağlantı kurdum, kurabildim, kıvançlıyım
  • Sonra Network Manager, Add/Remove Software kardeşleri keşfettim 8)
  • Amarok kurdum, bin tane program kurdum ve dahi Amarok’ta mp3 çalmayı bile başardım! (En çok bu uğraştırmıştı)
  • Windows ve Fedora Thunderbird’leri aynı klasörden okuyorlar mailleri
  • Windows’dan Soft Access Point yardımıyla yayın yapıp
    Linux’tan bağlanabildim
  • …ve daha bir dolu şey.

    Gelelim niye Pardus olmadığına… gelmeyelim. Belki daha güzel bir dünyada.. Aklımdan Fedora’yı değil de, aslında Debian’ı geçiriyordum amma velakin tüm cemaatin… Fedora’yı sevenleri büyük ihtimalle sevmem herhalde. Bana açılışta sordu, “Ne amaçla kullanacaksın?” 3 seçenek var : Ofis/Mofis, Kod Geliştirici/Mod Meliştirici, Sunucu/Munucu. Ben de bütün saflığımla 1 ile 3 dedim, bir güzel kuruldu, e hani gcc nerede? command not found mu ne! poffidi poff 8) Sonrasında 1,2,3 dedim, oldu, zaten üzerine bir deli dolu şey ekledim yüklenince. Bu arada Amarok MySQL desteği ile geliyor, zaten canavardı, şimdi cancanavar olmuş. Organize işler bunlar.

“Ben dün ve bugün laynıks the cat the wonderful wonderful cat” için bir yorum

  1. Fedora efendi — Bir itirafta bulunacağım, ben tembel linuxcüyüm. Tamam tek disketten başlayıp linux kurmak acayip bir haz veriyor insana, kendi bir tür bilgisayar lordu (yüksük lordu?) gibi birşey zannediyorsun, ama benim için çatır çatır herşeyi kuran ve minimum uğraştıran birşey görünce de anında o tarafa dönüyorum. Tek disket linux maceralarımızdan her zaman ‘aaa ne kadar kolaylaştırmışlar’ nidalarıyla ilk önce slackware’e, daha soora redhat’e geçtim (niye geçtim, bilgisayarı değiştirince gaza geldim). Fedora 1-2-3 tam bir facia idi benim için. Bilmeyenler için anlatayım: O zamanlar, Redhat ‘sadece paralı linux hazırlayacağım ben artık’ dedi ve çat diye çıktı piyasadan, ‘ama deneysel paketlerime bakmak isterseniz buyrun’ diyerekten fedora core olayını çıkarttı piyasaya. Anahtar sözcük ‘deneysel’, açılımı ‘tembel kullanıcı işkencesi’. Daha sonra baktım suse diye bişi gayet rahat, nosyonu farklı, ama kolay kullanılıyor ve çok şeye izin veriyor, hop diye oraya geçtim. Bi daha da fedora ya dönmem artık, malum rahata alışma meselesi.
    Ve, ne yazık ki, Pardus bu kadar rahat gelmiyor bana.
    Belki Sony laptopum olsa idi belki 😛

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir