Kitaplar…

Geçen gün nihayet Children of Dune‘u bitirebildim. Ya, çok özür dilerim serinin hayranlarından fakat ben çok bıktım, baydım a dostlar. İlk kitabı ite kaka devam etmiştim filmin (şaşıracaksınız ama Lynch’inki) ama daha önemlisi oyununun (Cryo’nunki tabii ki de!) ve onun müziklerinin anısına. İkinci kitap inceydi, haydi onu da okuyalım okuduk, okuduk, ok olduk. İkinci kitabın ana konusu: Paul imparator oldu, bir anda bütün sıkıntılar onu buldu ah efendim komplolar momplolar.. E güzelim, Shaddam’ın ne günahı vardı, o da insan değil miydi? Hangi erkek adam karısını ölüm/doğum döşeğinde bırakır gider çok affedersiniz… (ama vıy vıy kalsa belki daha fazla kadere boyun eğemezdi viy viy cik cik..). Sonra 3. kitap: Ne yani, Paul Efendi yanlış mı yapmış? Ne, hiçbir şeye dokunmamış olsa, bıraksa dağınık kalsa daha mı iyiymiş? Hay Allah, n’apçaz şimdi? Hüp hüp barbetrük, değiş Leto! Bütün kitap(lar) bir dolu söze rağmen bir arpa boyu yol kat edememeye odaklı. Yok Duncan kendini Stilgar’a hüpletiyor, yeter ki Ghanima’yı da alsın gitsin diye… E ne oluyor? Ghanima paşa paşa Alia tarafından geri alınıyor mu, alınmıyor mu? Ne değişiyor güzelim, sen ondan haber verrrrr. İç bayık öygh. God-Emperor of Dune‘u okuyasım yok ama sanırım okuyacağım, içim kıyıla kıyıla okuyacağım.

(Çok şükür) Bitmek üzere olan bir diğer kitap da birkaç giriş önce alışımdan bahsettiğim Wicked. Yani orijinal bir düşünce ama 500 sayfa? E insanın söyleyecek bir şeyi kalmayınca işkembeden yazdığı bu kadar mı belli olur. Çok kötü çok kötü… Her şey yüze göze bulaştırılıyor da bulaştırılıyor. Zaten o tipi (Gregory Maguire) hiç gözüm tutmamıştı, kabil bir insan değil ya, çok üzücü.

Gelelim yeni kitap haberine: Bugün tesadüfi bir şekilde, Gökhan (Görkem) sayesinde Celine Yasaları‘ndan ve dolayısıyla da Robert Anton Winson‘dan haberdar oldum. Şimdi Illuminatus!‘u okumak için bekliyorum. Amca geyik bir şahsiyete benziyor – ya da şöyle diyeyim: gerekli zaman ve altyapı sağlanmış olsa, bir başka Hubbard/Scientology bulabilirmişiz nitekim, zararın neresinden dönmüşüz, kar olmuş bu açıdan. Yine de hastası olduğum bir ilke olan Oligarşinin Demir Yasası (yani Siyasi Partiler ve Robert Michels) ile hayli güzel örtüşüyor bu Celine’in yasaları (bu bağlamda bir de sevdiğim Shannon’s maxim(‘i) vardır..)

Çok bilen çok yanılır, buradan aya yüz metre, yatayım ben artık, geç oldu. Bir de Murat Belge ayrılmış Radikal’den, bugün Bengü söyledi. Veda yazısı burada, Celine’in ilk yasasından da bahsediyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir