DAG

Ana Sayfa || giriÅŸ

Gizlenecek blog giriÅŸlerinden biri daha
10 Mayıs 2012 Perşembe, 00:02

Bu girişi daha sonradan silmem gerekecek. Karanlık biraz. Okumayın isterseniz.

Son birkaç gündür (haftadır?) ilaç sarhoÅŸuydum. Ä°laçları kesene kadar blog'a birÅŸey yazmama kararı aldım. Skype'den ve diÄŸer kanallardan yeteri kadar saçmaladım zaten.  

14 gün önce bir bisiklet kazası geçirdim. Gece 23:00 civarlarında. Bir ÅŸekilde eve gelebildim. Aynada kendime baktığımda suratımın sol tarafı kanla kaplıydı. O taÅŸa düÅŸündüÄŸümden sert çarpmışım. Kask darbenin çoÄŸunu emmiÅŸ ama sol ÅŸakağımdaki büyük yaraya engel olamamış. Eve gelene kadar bacağım da iyice ÅŸiÅŸmeye baÅŸlamıştı. Bir noktada yürüyemez hale geleceÄŸimi farkettim, ve sabaha karşı 05:00 civarlarında ambülansla hastaneye doÄŸru yola çıktım.

Ambülans hikayesini ayrı yazacağım. Komik. Belki onu silmem.

Başımdaki yarayı görünce endiÅŸelendim iÅŸin açıkçası. Yani epey kan vardı. Ne olur ne olmaz modunda en yakındaki arkadaÅŸlarıma haber verdim, durumu anlattım. Önemli birÅŸey yokmuÅŸ. Yani kiÅŸiliÄŸim falan deÄŸiÅŸtiyse de kimse farketmedi, ve ben kendimce yaÅŸamaya devam ediyorum. 

Sol bacağım ise problem çıkarıyor biraz.  Hala daha ÅŸiÅŸi inmiÅŸ deÄŸil. Hala dizimi kıvıramıyorum.  Ä°lk hafta atele girmeyecek kadar ÅŸiÅŸti ve sıcaktı. EndiÅŸelendim ve bir hastane turu daha yaptım.  Antibiyotik verdiler ve de bir uzmana gözükmen gerek dediler. 

Yarın doktor randevum var. Saat 10:30 ta.

Babamın ölüm döÅŸeÄŸindeyken dinlediÄŸim bir hikaye geldi aklıma.

Hastanenin bahçesinde çay bahçesinin arkasında bir kamelya vardı. Gece 01:00 den sonra genelde çaresiz hastaların başında bekleyenlerin toplandığı bir mekan. Birbirimizi karşı konulmaz bir ÅŸekilde çekiyoruz. Gün ve gün kaybedilen yorucu ve yıpratıcı bir savaşın lojistik sorunlarına pratik çözümler.  BaÅŸka kimsenin ne dediÄŸimizi veya ruh halimizi anlaması mümkün deÄŸil.

O gün Mehmet bey gelmedi. KardeÅŸini gün içerisinde kaybetmiÅŸ. Haberini çaycıdan aldık.

Mehmet beyin kardeÅŸi Futbol oynarken düÅŸmekten hastanedeydi. DüÅŸerken yerdeki bir taÅŸ bacağındaki damarı zedelemiÅŸ. Morluktur geçer demiÅŸler, kangrene dönüÅŸmüÅŸ. Hastaneye geldiÄŸinde "Bacağı kesmekten baÅŸka ÅŸansımız yok" demiÅŸler. O da reddetmiÅŸ.

Ölümü birkaç gün sürdü. Kanser hastalarının refaketçileri olarak biz daha aylarca oradayız.

Öyle iÅŸte. Bu gece kamelya vakti yaklaşırken bacağımdaki atele baktım ve aklıma Mehmet bey ve kardeÅŸi geldi birden.    

Ben ise toparlanacağım, ama bu ne kadar sürecek?

Yarın iki seçenek var: 1) Tek başına yaÅŸamanın sonucu, ilaçlara vaktinde baÅŸlayamadığımdan (Eczaneye gitmeye gücüm yoktu, ve sonraki iki denememde de kapalıydı), ve evde yemek piÅŸirmek gibi iÅŸleri kendim yapmam gerektiÄŸinden yara geç iyileÅŸiyor. 2) Bacakta daha ciddi birÅŸey var. O yahudi fıkrası gibi olacak ama, 2. seçenek olursa ya Ameliyat, ya alçı, Ameliyat derlerse ...

Ameliyat veya alçı falan demezler umarım. Yoksa hayatım epey zorlaÅŸacak. Kazanın başında bir Lazanya ve bir Pasta kazandım, ama Kundera'nın dediÄŸi gibi, yabancı memlekette yaÅŸamak altında güvenlik ağı olmadan ip cambazlığına benziyor. Dolayısı ile daha fazla birÅŸey beklemem lazım.  

[Düşünce/Yorum] | Gönderen: obm |  Yorumlar (3)

Bir önceki girişe istinaden
10 Mayıs 2012 Perşembe, 21:07

>iyi haberleri bekliyorum..
 
Ä°yi gözüküyor, stabil dedi, hala daha iç kanama varmış biraz, kaynağını bilmiyorum dedi ama öyle MR çekecek kadar önemli deÄŸilmiÅŸ. Menisküs mü deÄŸil mi ÅŸiÅŸten anlamak mümkün deÄŸilmiÅŸ daha.  Fizik tedaviye baÅŸlayacağım. Ameliyat falan yok ÅŸimdilik. 1 ay sonraya tekrar randevu verdi.

Rahatladım.

> tek başına yaşamak cengaverlik Barış ya.
 
Ben maceramdan memnunum, öteki türlü yaÅŸadığımı hissetmiyordum (ÅŸimdi bile bu tartışılır). Yani gerçekten bu iÅŸin bedeli sadece bunlarsa önceki halime göre gerçekten karda sayılırım.



Bu iÅŸ başıma geldikten sonra ÅŸimdi daha az endiÅŸeleniyorum iÅŸin açıkçası.  Mesela hastaneye gitmek zorunda kalmaktan çok endiÅŸelenirdim , hele tek başına gitmek iyice gözümde büyürdü (pek anlamadığım yabancı bir dil de cabası), gittim, hallettim, büyütülecek bir ÅŸey yokmuÅŸ. Yine aynı ÅŸekilde buradaki yaÅŸamımı bir ÅŸekilde mobilitem olacağını varsayarak kurdum, öyle eve hapis kalırsam ne olur, bana kim bakar diye endiÅŸelerim vardı. Bırak evin dışını, içinde bile mobilitem çok kısıtlıydı, onu da hallettim. Biraz ayaklanınca evde yedekte tuttuÄŸum makarnaları falan yaptım, bir ÅŸekilde idare ettim. Yani insan o kadar da nazik ve kırılgan deÄŸilmiÅŸ. Tabi bu süre zarfında bana bakan birisi olsa daha konforlu olurdu, belki daha çabuk iyileÅŸirdim, ama iÅŸ baÅŸa düÅŸünce de yapılıyormuÅŸ demek ki. Abartmaya gerek yok.

Bir de saÄŸolsunlar, pek beklemiyordum, sempati gördüm birkaç arkadaÅŸtan. Ä°yi oldu.



[Düşünce/Yorum] | Gönderen: obm |  Yorumlar (3)

Takvim

Nis

Mayıs2012

Haz

P

S

Ç

P

C

C

P

30

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

13

14

15

16

17

18

19

20

21

22

23

24

25

26

27

28

29

30

31

1

2

3

Bağlantılar

Hack-a-day
BBC Türkçe
Cosmic Varience
Cognitive Daily
Make Blog
AniDB
Powell's Books
Sağdan Soldan topladığım vecizeler
Kütüphane kazısı
Dizi kurbaÄŸa arama
Genel kurbaÄŸa arama
The Burgomeister's Books
Gutenberg Project
Film listesi
Yemek Åžarap vb.
Kitap Listesi

Resim Galerisi

Arama

ArÅŸiv


powered by / kullanılan ana yazılım
GUBEN blogger by emre sururi

hosted by / barındırma
Fişek Enstitüsü Bilişim Hizmetleri
Fişek Enstitüsü Bilişim Hizmetleri
RSS Beslemesi
Yorumlar - RSS

Tüm Kategoriler
çizgi
Fizik
Åžundan Bundan
FotoÄŸraf, ÅŸu, bu...
Düşünce/Yorum
gezi
komik
AÅŸk meÅŸeleleri
Edebiyat
Müzik
Tamamen gerçek insanlarla alakasız hikayeler.
Film
sadece Almanya'da