Uçmak 
 9 Mayıs 2010 Pazar, 20:08 
	   Çok deÄŸil bir iki yıl önce, benden birkaç yaÅŸ büyük (ve de kıtalararası hayatta birkaç yıl ileri) bir arkadaşım "Hani yolculuk deyince aklına otogarlar gelir ya insanın, o artık deÄŸiÅŸti, benim aklıma havaalanları geliyor" demiÅŸti de ben ukala diye terslemiÅŸtim. Efendim, hayat bu, tükürdüğünü yalatmakta üstüne yok. Artık ben de yolculuk deyince havaalanlarını düşünür oldum. Eve giderken 10000 km yolu otobüsle gelecek deÄŸilim heralde. Ama yine de bu 'uçaklaÅŸma' trendi canımı sıkıyor. Zengin düşmanı züğürt öğrenci triplerimden biri galiba bu da. (Aman ne züğürttük ya neyse.) Hani 70'lerin Türk filmlerinde Paris'e uçan sosyete kokonaları vardır ya, onlar gibi hissediyorum hala her uçaÄŸa binerken.  
 
   Not: Åžimdi buna yorum olarak "Ay ÅŸekerim tabii bir de olayın çevre boyutu var, acayip karbondioksit salıyor o uçaklar..." demeyi düşüyorsanız demeyin, kesin baÅŸka biri daha vardır aynısını yazacak olan. 
[Hayat/Sürünme Tecrübeleri]  | Gönderen: tassadar |  Yorumlar (1)
   |