Seksen Günde Devri Alem

Ana Sayfa || giriÅŸ

Battlestar Galactica
1 Nisan 2009 Çarşamba, 15:40

Battlestar Galactica bitti. kendisinden bahsederken gözlerimin parlardığı zamanları hatırlıyorumü çok değil en fazla dört sene önce olabilirler di mi dizi dört sezon sürdüğüne göre. Son bölümü izlerken "Öf ya bitse de kurtulsak..." derken buldum kendimi. Sonra da -şu anda burda spoiler vermemek için söylemeyeceğim- bir sürü muhabbete sinir oldum. O zamandan beri de oturmuş düşünüyorum:

1) 4 sezona uzayınca mı sıkıyor diziler?

2) Bu adamlar senaryoyu bozdukça bozdu mu?

3) Çeyrek asrı devirdim diye iyiden iyiye yaşlı ve aksi bir adam oldum da hiçbir şeyi beğenmiyor muyum?

1 değil. 2 doğru galiba. 3'ün de bir etkisi olabilir, yaşlı olmasam da daha kıl bir insana dönüşüyorum yavaş yavaş kesin. Yorum yazarsanız beğenmeyebilirim, haberiniz olsun yani.

[Genel/Geyik] [Hayat/Sürünme Tecrübeleri] [Sanat/Manat/Edebiyat] | Gönderen: tassadar |  Yorumlar (4)

Yorumlar

Ben.   [-, 2 Nisan 2009 PerÅŸembe, 13:08]

Korkarım senin o son bölümde hissettiğini ben daha birinci sezonun üçüncü veya dördüncü bölümünde hissettim. Aşırı sıkılmazsam izlemeyeceğim bir dizi kendileri.

Sebebi çok açık bence.

Bilim kurgu dizisi diyince yaratıcı olmasını bekliyorum ben, hani her bölümde yepyeni bir fikir, sarsıcı derecede bir yabancılık, gündelik yaşamda rastlantısal olarak seçip de normal kabul ettiğimiz şeylerin kendine dönüşümsüz sorgulanması vb.

Bu ise daha ilk sezondan buram buram "yalan rüzgarı" havası üfürmeye başladı ekrandan üstüme üstüme. Hiç sevmiyorum böyle sündürme/ad-hoc ekleme hikaye anlatımını.

Özellikle o sıralarda GIS: Stand alone complex 1st gig' in çok çok iyi bir çevirisini bulmuştum. Ondan sonra aksiyonu bile yetersiz geldi işin açıkçası.

Neyse, ben çok bilimkurgum gelirse direk anidb'ye gidiyorum artık.

Bu arada Neil Gaiman'ın neverwhere diye bir dizisi varmış BBC de, izledin mi? Merak ettim.

Ben.   [Turan, 2 Nisan 2009 PerÅŸembe, 14:17]

Yok izlemedim, hatta duymadım bile; iyi miymiş diye sorayım ama heralde iyidir diye yazmışsındır buraya.

Evet o yalan rüzgarı havası zaten çoktan sıkmaya başlamıştı ama yine de bir umut hikayenin sonunu güzel bağlarlar diye bekliyordum. Sonuçta biraz pembe dizilik katmadan 4 sezonu da doldurmak o kadar da kolay iş olmasa gerek. Ama yok yok çok tozuttu bu adamlar.

Pembe dizi, Mor dizi ya da Uzay yolu vs. Seinfield   [-, 2 Nisan 2009 PerÅŸembe, 16:37]

Pembe dizi olmadan n sezon giden diziler hakikaten yazarlar acisindan cok zor is. Mesela ben orjinal Star Trek'in konseptini her zaman cok begenmisimdir, belirli evren, belirli karakterler, gerisi serbest, her bolum yeni hikaye.

Simdi bu anlattigim ne kadar dogru bilemiyorum, yanlis hatirlamiyorsam daha gencken okudugum 1980 lerde her nedense yasaklanmis "odul kazanmis uzay yolu kisa hikayeleri antolojisi 1" kitabinin on sozunde okumustum. Veya belki de o zamanlar takildigim BBSlerin birinden karsiliksiz bir bilgi de olabilir.

Dizinin iyice populerlik kazanmasi, o zamanlar uzay ile ilgili heyecanin dorukta olmasi ile birlikte dizi icin hazirlanan senaryolarin genc yazarlar icin bir tur govde gosterisi haline gelmesine yol acti. Taninmis yazarlardan olusan bir grup, gelen kisa hikayeleri bir onelemeye sokuyor, ve o zamanin teknik imkanlarina gore cekilebilecek senaryolar uzerine calismaya baslaniyordu.

Tabi paraya kiydiklari ornekler de yok degil, orn: Richard Matheson

Emin ol cok cok guzel kisa hikayeler var TOS da. Ozellikle Hoya, Antik Roma'nin kolelere emeklilik hakki vermesi, gercekten unutamadigim birkac ornek.

Ayrica teknik yaraticilik da had safhada. Baksana adamlar ortada daha dogru durust bilgisayar kavrami yokken Spock`a usb stick kullandirtiyorlar. Annem otomatik kapi kavramina Uzay Yolu teknolojisi olarak bakiyor (Hatirlatirim: orjinal seri 1966–1969 yillari arasinda)

Eger bilim kurgu olmayacaksa bile bu "uzadikca uzatilabilir diziler" icin cok guzel isleyen bir mekanizma bence, bkz seinfield, vb.

Neverwhere'i gercekten bilmiyorum, merakimdan sordum. Ama GIS: stand alone complex 1st gig in guzel bir cevirisini bulursan izle bence, hafiften felsefi aksiyon iste (Žižek e kafasi bozukken roketatar verdigini dusun), ne guzel.

Hmmm   [Turan, 7 Nisan 2009 Salı, 15:22]

Hmmm dogru aslinda. Silikon bazli bir yasam formu filan da vardi 'Has' Uzay Yolu'nda. Belki de dizilerin kendi icinde tamamlanan bolumleri ile ana hikayesi (pembe dizi) arasinda bir fark oluyordur. Yani bir bolumluk bir sey yazmak kolaydir da sezonluk hikayelerde sacmaliyordur yazarlar belki. Mesela X-Files'in da tek bolumluk hikayeleri arasinda cok guzelleri vardi, ama ana hikayesi bir iki sezondan sonra iyiden iyiye zirvalamaya baslamisti. (Ki zaten 4'ten sonrasini mi ne hic izlemedim galiba.)

Yorum Ekleme

Adınız :
Web Sitenizin Adresi : http://
Başlık :
e-posta Adresiniz :
(e-posta adresiniz gizli tutulacaktır)
Yorumunuz
<Bot Koruması> Lütfen yandaki sayıyının bir fazlasını giriniz
Yorumunuzun görünmesi için blog sitesinin sahibi tarafından onaylanması gerekmektedir.

Eğer bu sunucu üzerinde herhangi bir hesabınız varsa, yorumunuzu girmeden önce giriş yapın; böylelikle hem yorumunuzun görülebilir olması için onaylanmayı beklemezsiniz, hem de isminizi, e-posta adresinizi girmekten kurtulursunuz.. :)

CAPTCHA sistemi: Meezerk.com Copyright (C) 2004 Daniel Foster

Takvim

Aralık2009

Oca

P

S

Ç

P

C

C

P

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

13

14

15

16

17

18

19

20

21

22

23

24

25

26

27

28

29

30

31

1

2

3

4

Bağlantılar

Epigraf
Karalamalar
Çiçek Güncesi
Sakız Kağıdı
Godot'yu Bekledim

Resim Galerisi

Arama

ArÅŸiv


powered by / kullanılan ana yazılım
GUBEN blogger by emre sururi

hosted by / barındırma
Fişek Enstitüsü Bilişim Hizmetleri
Fişek Enstitüsü Bilişim Hizmetleri
RSS Beslemesi
Yorumlar - RSS

Tüm Kategoriler
Genel/Geyik
Felsefe/Dünyayı Kurtarma Stratejileri
Ansiklopedik/Ä°ÅŸe Yaramaz Bilgi
Hayat/Sürünme Tecrübeleri
Sanat/Manat/Edebiyat