Seksen Günde Devri Alem

Ana Sayfa || giriÅŸ

Son
27 Eylül 2008 Cumartesi, 06:26

Daha önce yazmıştım, geçen yüzyılın başında (aslında tam olarak evelki yüzyılın sonunda) "Yahu artık çözecek ya bir ya iki problem kaldı, bilim dediğin burda biter hacı!" şeklinde bir görüş aklı başında insanlar arasında bile popülermiş. Benzer hislere epeydir sahibim ben. Yahu öbür dalları bilemem (aslında bilirim de ukalalık olmasın diye öyle diyorum) ama en azından bizim fizikte (evet, bizim o fizik) artık sadece ıvır zıvır ayrıntılarla uğraşıyoruz gibi geliyor. Zaten insan aklının sınırına dayandık, daha karışık birşeyler bulsak bile anlayamayız gibi geliyor. (Şimdi diyeceksiniz "Bre gafil, sen anlamıyorsun diye niye insanlar da anlayamayacak olsun?" Ya yok ben kendi anlamama alıştım valla da, hakkaten psikopat şeyleri çalışıyor artık insanlar.)

Neyse, niye yazıyordum ben bu yazıyı? Hah; her şeyin sonuna geldik gibi hissediyorum bazen ama eskilerden komik duruma düşenleri gördüğümden "Kesin bizden sonra da birşeyler bulurlar." diyerek susmayı tercih ediyorum.

Peki durup dururken neden bunu yazasım geldi? Bi' Serkan Altuniğne karikatürü gördüm de ondan:



Möö.


(Birileri kesin ters döndü mezarında.)

[Genel/Geyik] [Felsefe/Dünyayı Kurtarma Stratejileri] | Gönderen: tassadar |  Yorumlar (1)

Sagan
3 Eylül 2008 Çarşamba, 18:53

"Çocukların kör karanlıkta
herÅŸeyden korkup titremeleri gibi,
Biz de aydınlıktan korkarız,
çocukların karanlıkta dehşetle beklediklerinden
daha korkunç olmayan şeylerden..."


Carl Sagan'ın "Karanlık bir dünyada bilimin mum ışığı" diye bir kitabını basmıştı Tübitak, 1998-1999 arası olsa gerek. Onun arka kapağında vardı bu söz, Lucretius'tan. (Lucretius bizim amca oğlu oluyor, o yüzden herkes bilirmiş gibi öyle yazıp geçtim. Hoş adam kendi alanında ünlü birisi ama ortalama okuyucu kitlemin Eski Roma şairleri konusunda benden de cahil olduklarını varsayabilirim sanırım.) Eleman tam anlamıyla 'yobaz pozitivist' diyebileceğimiz cinstendi, şu aralar da popüler olan Richard Dawkins var galiba öyle; gerçi daha okumadım onu. Öyle veya böyle, lise 1'de okumuştum ve eminim çoooook etkilemiştir kitap beni.

Sonradan öğrendim ki rahmetli aslında benim burda komşu binada, Astronomi bölümünde çalışıyormuş. Üşenmedim, aradım, taradım, mezarını buldum. Yanıma birini bulup gittim...bu hikayenin devamı yok. Fatiha falan okumadım elbette (eminim rahmetli iki takla atardı mezarında öyle bir şey yapsam.) Sadece "küçükken kitabını okuduğum adamın mezarını bulup ziyaret etme" gibi bir deneyimimi sizinle paylaşmak istedim. Esen kalın.

[Felsefe/Dünyayı Kurtarma Stratejileri] [Hayat/Sürünme Tecrübeleri] [Sanat/Manat/Edebiyat] | Gönderen: tassadar |  Yorumlar (1)

Rüya
2 Eylül 2008 Salı, 05:19

Life is not a dream.

It is the dream.

[Felsefe/Dünyayı Kurtarma Stratejileri] [Sanat/Manat/Edebiyat] | Gönderen: tassadar |  Yorumlar (0)

Comfortably Numb
21 AÄŸustos 2008 PerÅŸembe, 20:04

Son zamanlarda böyle oldum ben; Pink Floyd'un meşhur ve muhteşem ve tekrar tekrar dinlenesi ve de çok güzel şarkısındaki gibi bööööööyle bir hissizleştim midir nedir; pek bir rahatım. 'Keyfim yerinde' demem mümkün mü bilmiyorum zira hakkaten keyif meyif namına da pek bir şey yok. Kafamı epeydir kimseye (karşı cins anlamında) takmıyorum, dersler zaten yok da araştırma da fena gitmiyor, hocam hala arada bir hafif tehditkar gibi konuşsa da sanırım beni kovmayacak. Muhabbet edecek bir iki insan var etrafta, aç değilim, açıkta değilim; hatta evimin önündeki ağacı kestikleri için artık göl bile görebiliyorum. Ve sanırım (çeyrek asrı devirmeye yaklaşmamdan olsa gerek) birazcık da olsa büyüdüm, şikayet etmemeyi öğrendim belki de...işte bu yüzden bu gri-siyah renkli bloğumda epeydir "Öööööööfffff..." diye başlayan birşeyler yazmıyorum farkındaysanız.

Eeee, peki soralım şimdi; bu mudur abicim bizim huzur diye aradığımız şey? Belki evet ama istediğimiz şey bizim bu uyuz huzur mu sadece? Iıııı ıh. Değil, olmamalı.

Ama bir süre önce yazdığım mutluluk başlıklı yazıyı hatırlayan dikkatli okuyucularım zaaaten (üç a ile zaaaten) mutluluk diye bir şeyin olduğuna inanmadığımı biliyorlar di mi...o zamaaan (üç a ile o zamaaan) ben durumumdan memnun olmalıyım di mi?

Ha, bu arada, sayın 'bir süre önce yazdığım mutluluk başlıklı yazıyı hatırlayan dikkatli okuyucularım', emin olun dünyada benim bu yazdıklarımdan daha kayda değer milyonlarca şey var okumanızı bekleyen. İlginizden şeref ve de mutluluk duydum ama vaktinizi de çalmak istemem...

[Felsefe/Dünyayı Kurtarma Stratejileri] [Hayat/Sürünme Tecrübeleri] | Gönderen: tassadar |  Yorumlar (2)

Gömünüstler geliyo!
10 AÄŸustos 2008 Pazar, 08:52

Efendim pek siyaset yazmadım burda ama bugünün Hürriyet'inde (kaynağımın güvenilirliğini yesinler) Soner Yalçın'ın (referans verdiğim adamı da yesinler) yazısından bir bölümü pek bir alıntılayasım geldi. Buyrun:

Kızılcıklar oldu mu/Selelere doldu mu
Gönderdiğim çoraplar/Ayağına oldu mu
Mendili geline/Mendil verdim eline
Kara kına yollamış/Yár benim ellerime...

Edirne-KeÅŸan yöresinin bu türküsü TRT’de yasaklanmıştı.

Sebep "Kızılcıklar oldu mu" denmesiydi. "Kızılcık" ne demekti, "kızıl" demekti.

Peki, "kızıl" ne demekti; "komünist!"

Yani türküyle komünizm propagandası yapılıyordu!

Gülmeyin. Daha neler var:

Rahmetli Uğur Mumcu bir makalesinde Kars yöresinin pek bilinen türküsünü yazdı:

HoÅŸ geliÅŸler ola Mustafa Kemal PaÅŸa
Askerin milletin bayrağınla çok yaşa
SaÄŸdan sola soldan saÄŸa
Salla bayrağı düşman üstüne...

Ve rahmetli yazmasıyla birlikte soluğu hákim karşısında aldı.

Hadi bayrağın sağdan sola sallanması anlaşılabilirdi; ama ne demekti "düşmanın üzerine sallanan bir bayrağın soldan sağa sallandırılması?"

Eee açıkça komünizm propagandasıydı! 12 Mart 1971 askeri darbesi, UÄŸur Mumcu’yu 7 yıllık ceza istemiyle yargıladı!

Daha Türkiye İşçi Partisi genel baÅŸkanı olmadan önce Behice Boran, Dil Tarih Fakültesi’ndeki öğretim üyesiydi. "Sınav kağıtlarını kırmızı kalemle deÄŸerlendirip not veriyor" diye üniversiteden uzaklaÅŸtırıldı! Haklılardı; kırmızı ne demekti?



Ha, bu arada yeni asistanlara verilen bir tavsiyedir; kırmızı kalemle notlandırmak öğrencilerin moralini bozabilir, yeşil falan kullanın da fazla göze batmasın derler/deriz.

[Genel/Geyik] [Felsefe/Dünyayı Kurtarma Stratejileri] [Ansiklopedik/Ä°ÅŸe Yaramaz Bilgi] | Gönderen: tassadar |  Yorumlar (0)

Takvim

Aralık2014

Oca

P

S

Ç

P

C

C

P

25

26

27

28

29

30

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

13

14

15

16

17

18

19

20

21

22

23

24

25

26

27

28

29

30

31

1

2

3

4

5

Bağlantılar

Epigraf
Karalamalar
Çiçek Güncesi
Sakız Kağıdı
Godot'yu Bekledim

Resim Galerisi

Arama

ArÅŸiv


powered by / kullanılan ana yazılım
GUBEN blogger by emre sururi

hosted by / barındırma
Fişek Enstitüsü Bilişim Hizmetleri
Fişek Enstitüsü Bilişim Hizmetleri
RSS Beslemesi
Yorumlar - RSS

Tüm Kategoriler
Genel/Geyik
Felsefe/Dünyayı Kurtarma Stratejileri
Ansiklopedik/Ä°ÅŸe Yaramaz Bilgi
Hayat/Sürünme Tecrübeleri
Sanat/Manat/Edebiyat

<-Önceki || Sonraki->