Sükunet 
12 Şubat 2012 Pazar, 11:58 
	Geçen gün büyük markete gitmek için otobüse bindim. Buradaki pek çok hat  gibi (üniversiteye giden dahil) bu otobüs de saatte bir geçiyor. Neyse ki eve yakın,  otobüsün köşeden döndüğünü görüp koşup yetişmek, kaçarsa da fazla  üzülmeden eve dönüp bir sonrakini beklemek mümkün. 
 
Daracık ara sokaklardan kıvrıla kıvrıla gidiyor. Bu sefer, bu dar  sokakların birinde yolun ortasına bir araba bırakıp gitmişler. Yolun iki  tarafında zaten park etmiş arabalar var. Bu da sağa yanaşmış ama koca  otobüs yanından geçemiyor. Arkasında durduk kaldık. Biraz bekledik.  Camlardan bakındık sahibi nerede diye. Birkaç teyze söylendi ama  cıkcıklamayı bilmiyorlar burada. Arkamızda kalan iki araba ara sıra  azıcık kornaya bastı. Peki otobüsün şoförü ne yaptı? Hiç sinirlenmedi.  Bunu şahsına yapılmış bir şerrefsizlik olarak görmedi. Kornaya abanmadı.  Camdan sarkıp yoldan geçenlere, etraftaki dükkanlara bağırmadı kimin bu  araba diye. Otobüsten inip boş arabanın kapısını yoklamadı açık mı  diye. Biraz bekledi, sonra bir yere telefon açtı. Yolda araba var  geçemiyorum dedi. Herhalde polis ya da çekici, sorunu halledecek bir  yer. O konuşurken arabanın şoförü koşarak geldi, bindi arabasına. İlerde  bir yer boşalmış, oraya park etti arabasını. Bizim otobüs park etmesini  de bekledi, geri geri gelsin diye yer bıraktı, ondan sonra da (arabanın  içine pis pis bakmadan filan) geçtik gittik yanından. On dakika filan  bekledik orada ama tatsızlık çıkmadı, kimsenin siniri bozulmadı, bir şey  olmadı. 
 
İnsan, yolunu kesti diye kapıştığı taksici önünü kesip dövmek için  gelirken, otobüsün kapısını açıp taksicinin böğrüne tekmeyi yapıştırıp  kapısını kapatıp yoluna devam eden Halk Otobüsü şoförlerinin olduğu  memleketten gelince böyle şaşırıyor, bloguna filan yazmak istiyor bu heyecansız şeyleri işte.
[Bask Elleri]  | Gönderen: nergis |  Yorumlar (4)
   | 
Yorumlar  | 
aynen   [Ande, 27 Şubat 2012 Pazartesi, 11:37] 
Gecenlerde boyle bir sey yasadim. Otobus duraginda oturmus, Uskudar'dan eve gelmek icin 6 numarayi bekliyordum. Trafik felaket yogundu nedense. Sonra ne oldu ne bitti anlamadan kucuk bir ticari arac soforu bir taksi soforune daldi. Artik korkuyorum boyle seylerden, direkt kactim. Gazetelerde okuyoruz, tipler silah cekiyor, kursun adresi sasirip kenarda duran birini bulabiliyor. :( Allah korusun!
  | 
Kandırmışlar sizi...   [-, 27 Şubat 2012 Pazartesi, 16:48] 
...orası ispanya veya Bask bölgesi olamaz. Tahminim freiburg falan gibi bir yerin arka mahallelerindesiniz. Sakinliğini koru, sokağa çık, ilk gördüğün kişiye guten morgen veya guten abend falan de. Anlarsa tamamdır. Herhalde sizde krizle beraber müşterisiz kalan İspanyolca kurslarının birinin kurbanı oldunuz. Dil öğrencisi ticareti ile ilgilenen merkezler var, oraya ulaşmaya çalışın. SAKIN HA KURSUNUZA DURUMU ÇAKTIĞINIZI BELLİ ETMEYİN!
  | 
Başlıksız   [Bengü, 27 Şubat 2012 Pazartesi, 22:45] 
Yok Barış ya, sakin insanlar bunlar. Real Madrid bayrağı sallamadığın sürece... 
 
Ande, ben de dün gibi hatırlıyorum, işe giderken görmüştüm: yürüyen arabanın içinden şoförü çekip çıkarmışlardı dövmek için! Ne korkunçtu!
  | 
ama bazen nasIl tutarsIn kendini...   [Neslihan, 27 Şubat 2012 Pazartesi, 23:53] 
Thanksgiving zamanI I-5'in dev gibi 3 $eritli otobanInda, tum trafik ve biz (sol $eritteyiz) 120km ile ilerliyoruz. Aman ne guzel portakal bahceleri vs diye de laflIyoruz. Bu sIrada portakal bahcesinden (sol tarafImIzdan) eski pusku bir pikap cIkIyor, once daha sakince olan kar$i yonu daha sonra iki yol arasIndaki toprak $eridi geciyor, ve benim hemen onumde (tahminimce) 30km ile yol almaya ba$liyor. Ben gozlerime inanmIyorum bu arada tabii (araba surmeyi Meksika'da ogrenmedik). NasIl hIz kestim bilmiyorum. Neyseki sevgili pikap sag tarafa da gecti de carpI$madIk. $imdiye kadar araba da cektigim ilk ve tek el hareketinin de hikayesi budur. Buyursun vursun...
  | 
| 		 |