The song is over. But the melody lingers on. – H. Murakami

Haruki Murakami - A Wild Sheep ChaseGeçen salı Bilkent kütüphanesinden aldığım The Hard-Boiled Wonderland and the End of the World‘ü pazar akşamı bitirdim, A Wild Sheep Chase‘e ise aynı günün akşamı başladım. Hard-Boiled Wonderland, başlarda Boris Vian’ın Bütün Çirkinler Öldürülecek‘ini çağrıştırıyor, ha bir de, ilk sayfalardaki gidişattan Luc Besson’un Le Dernier Combat‘ını. Ama çok şükür, ikisi ile de alakasız bir yolda ilerliyor. Hande’nin kulakları çınlasın, bu kitapta da, Wind-Up Bird Chronicle‘a benzer bir şekilde, Dostoyevski’yi anıyor esas oğlanımız:

I closed my eyes and tried to remember the names of the Karamazov brothers. Mitya, Ivan, and Alyosha — and then there was the bastard Smerdyakov. How many people in Tokyo knew the names of all these guys?

The Hard-Boiled Wonderland‘de ve şu sıralar okumakta olduğum A Wild Sheep Chase‘de isim kullanmamış. Chubby Girl, Librarian, Grandfather, Rat, My Partner, My Lover, … A Wild Sheep Chase‘deki Rat, erkek bir May Kasahara’yı fena halde andırsa da, ve May Kasahara’ya ne derece ısındığımı bir kere daha hatırlatsa da, elden gelen bir şey yok.

Vaktiyle Iris Murdoch’un üç-dört kitabını okuduktan sonra oturup, “bu teyze hep şu şekilde yazar..” şeklinde edepsizce bir çıkarımda bulunmuş, sonradan okuduğum kitaplarıyla da ne kadar yanıldığımı fena halde anlamış olsam da, Murakami’nin en azından şu üç kitabında ortak olan şeylerden bahsetmek gerekirse:

Karakterimiz evli ve terk edilmiştir. Çocuğu yoktur, karısı onu başka biriyle aldatmıştır, kedisi vardır (Wind-Up Bird Chronicle’da önce kedi, sonra karısı; Hard-Boiled Wonderland’de ise önce karısı, sonra kedi gitmektedir. Wild Sheep Chase’de karısı gitmiş olmasına karşın, kedisi hala adamımızladır). Sigarayı WUBC ve HBW’de bırakmıştır (HBW’de sonlara doğru tekrar başlasa da), WSC’de halen içmektedir. WUBC’de favori içkisi bira olup, özellikle 208 numaralı odada viski sevdiğini anlasak da, HBW’de tartışmasız olarak viski olsa da, WSC’de bu durumu güzel bir şekilde açıklar: “Yazları bira, kışları viski içerim.” WUBC ve WSC’de karısının titizliğinden dem vurur. Yine bu iki kitapta Noburu Wataya (+onun amcası) ve The Boss birbirlerini hayli andırır. Tabii bir de Mançurya cephesi var. Adamımız ayrıca çok güzel yemek yapar ve ağzının tadını bilir (ve aşırıya kaçar). Consider these two:

HBW’den: (İtalyan Lokantası’nda)

“Shall we have some wine?” she said.
“Why don’t you choose,” I said. While she discussed the selection with the waiter, I gazed out at the plum tree. A plum tree growing at an Italian restaurant seemed somehow incongruous. But perhaps not. Maybe they had plum trees in Italy. Hell, they had otters in France.
Having settled on an aperitivo, we opened our menus. We took our time making our selections. First, for antipasti, we chose insalata di gamberetti alle fragole, ostriche al vivo, mortadella di fegato, sepie al nero, melanzane alla parmigiana, and wakasagi marinata. For primi, she decided on a spaghetti al pesto genovese, and I decided on a tagliatelle alla casa.
“How about splitting an extra maccheroni al sugo di pesce?” she suggested.
“Sounds good to me,” I said.
“What is the fish of the day?” she turned to ask the waiter.
“Today we have fresh branzino–that’s suzuki,” pronounced the waiter, “which we steam in cartoccio and sprinkle with almonds.”
“I’ll have that,” she said.
“Me, too,” I said. “And for contorni, spinaci and risotto al funghi.”
Verdure cotte and risotte al pomodoro for me.”
“I think you will find our risotti quite filling,” the waiter spoke up, a bit uneasily.
“Maybe so, but I’ve barely eaten in days, and she’s got gastric dilation,” I explained.
“It’s a regular black hole,” she confirmed.
“Very well,” said the waiter.
“For dessert, I’ll have granita di uva, crema fredda, sufflé al limone, and espresso,” she added before he could get away.
“Why not–me too,” I said.

WSC’den: (Fransız Lokantası’nda)

I glanced over the wine list and chose a crisp white wine, and for hors d’ooeuvres pâte de canard, terrine de dorade, and foie de baudroie à crème fraiche. After an intensive study of the menu she ordered potage tortue, salade verte, and mousse de sole, while I ordered potage d’oursin, roti de veau avec garnie persil, and a salade de tomate. There went half a month’s salary.

Ayrıca, Ames’in Wake Up, Sir!‘ünde karşıma çıkan burun fetişi ile bu kitaptaki kulak fetişi acaba bir tesadüf müdür? 8)

Bu kitap, yani Wild Sheep Chase, güzel, etkileyici bir hikaye ile açılıyor. Şüphesiz sonlara doğru aradaki bağlantıyı kuracağızdır ama şimdilik, konusuna uygun bir şekilde boşlukta sallanmakta… Yazarın deyimiyle,

“Back then, there was this girl who’d sleep with anyone.” That’s her name.

Bu kız bana Eli’yi anımsattı – Eli, hakkında iki hikaye yazdığım böylesi bir kızdı, bir ara unutmazsam hikayeleri de düzenler, buralarda bir yere atarım. İşin komiği, Murakami’nin anlatıcısı kızın adını hatırlamadığında bunu zayıflık olarak addettim, hatırlamaması saçma diye düşündüm, fakat sonra bir anda kafama, Eli’yi yazarken birinden modellediğimi ama şu anda bu kişinin kim olduğunu hatırlayamadığım dank etti!

Bugünlük bu kadar yazmak yeter, ama bitirirken, şöyle bir itirafta bulunayım: kırk yılın başı e-kitap değil de, kanlı-canlı basılı bir kitap okuyorum ama bir türlü nette okumakta olduğum baskının kapağını bulamadım. Taramaya da üşendim, bununla idare edin artık. [Sonradan Ekleme: bkz. aşağıya. Ama yanlış çizim. Sheep Man’in yüzü siyah olmalıydı!]

Hamiş: Bunlar hakkında da yazacaktım, buluşalım haftaya: Türev, African Queen, aptal GO (Georges Perec niye böyle bir şey yapmış ki hem?), aptal Cryptonomicon (ve tabii ki gerizekalı Neal Stephenson). 8P

WSC KapakWSC Sheep Man

“The song is over. But the melody lingers on. – H. Murakami” için 2 yorum

  1. Murakami ortaklıkları — WSC de ne yazık ki bitmek üzere… kütüphaneleri taradım, başka kitabı yok ne yazık ki alabileceğim… Elimde Norwegian Wood var fakat şimdilik ona başlamak istemiyorum. Neyse, yeri gelmişken yazmayı unuttuğum birkaç Murakami karakteristiği daha var:

    • Kahramanımız tenis ayakkabısı giyer
    • Genç bayanlarla arası iyidir ve her kitabında yatmadığı böyle bir bayan vardır (WSC için Rat’in terk ettiği kızı zorlama da olsa, bu kategoriye sokabiliriz belki. Ayrıca güzel kulaklı kız arkadaşı WUBC’ın Creta Kano’su değildir de, kimdir!)
    • Viski: Cutty Stark

    Ayrıca karakterimiz, WSC’de, biraz da koşullar nedeni ile, sigara alışkanlığından vaz geçmiş ve limon şekerlerine dönmüş durumda…

  2. Eli — Eğer hala merak ediyorsanız, Eli’ye buradan ulaşabilirsiniz. Tepedeki hikaye, “Eli II”, “Eli I”e öncül niteliğinde ki, “Eli I”i de “Eli II”nin altında bulabilirsiniz…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir