(yanlış hatırlamıyorsam başlıkta apostrof(‘) kullanınca mysql addslashes() fonksiyonunu kullanmadığım için sapıtıyordu ama büyük ihtimalle sonradan eklemişimdir ve -kötü- bir şey olmuyordur ama neyse, boşver, böyle daha güzel, ne diyorduk?)
80’lerle 90’larla boğuşmak
Artık hatırlayamadığım bir sebepten ötürü, (yazmıştım ki hatırladım – A.V. Club’ın “The friends of Friends: 17 gimmicky cameos intended to boost TV ratings” başlıklı listesini okurken denk geldim) Helen Hunt’lı “Mad About You” aklıma düştü ama ben oradaki esas oğlanı şu kısa boylu, uzun saçlı (aslan başı mı deniyordu) ve yelek giyen arkadaş sanıyordum, “ah, herhalde sonraki sezonda o çıktı da Paul Reiser midir, nedir, hani şu Aliens II’de yakaları kalkık ceket giyen ve benim iki babam var’daki ciddi adamı oynayan arkadaş yerine girdi dedim ama gelin görün ki, Paul R… başından beri oradaymış… E o zaman benim uzun saçlı kimdi? KİMDİ? KİMDİ? Haydin buyurun son 3 saatin özetine: aramakla geçti ömrümden üç saat. İlkin Helen Hunt’ın bütün filmografisine baktım, çağrışım yapar mı diye.. Ardından bir dolu daha bir çok şey. En son bulduğumda ise Golden Globe’larda 1995’ten başlayıp, geri geri gidiyordum bütün komedi adaylarını gözden geçire geçire.. 47.de (1989) muvaffak oldum – Anything But Love, Richard Lewis. Artık rahat uyuyabilirim.

Reprise, Norveçli yönetmen Joachim Trier’in (Lars von Trier (of Denmark)’le çok uzaktan bir akrabalığı varmış) ilk uzun metrajlı filmi. Yönetmeninin 1974 doğumlu olduğu film, 20+ (ama 25’ten küçük) iki yazar arkadaşı odağına alıyor. Şimdi filmin konusu ne derseniz, %85 arkadaşlık, %35 yazarlık ve yaşam derim.

Reprise Joachim Trier, Norveç filmi, yazarlar, yazarlık, gençler, gençlik. Sağlam bir filmdi, anlatım tekniği genç işiydi. Daha detaylı ve formal yazacağım inşallah. Bu film sayesinde ayrıca
The Eels – Beautiful Freak : Bengü’nün de doğru tespit ettiği gibi, ilkin kapağa vuruldum, sonra gittim baktım grup bilgisine Shrek’ten filan dinlemişliğim varmış zaten. Tiki müziği.. tiki müziği değil de, başka bir şey deniyordu buna hani şapkalı filan bir şey.. neydi, bakayım bir saniye, bulabilecek miyim…
Beni bilenler, cazdan nasıl köşe bucak kaçtığımı da bilirler.. Ona rağmen, bir şans daha vereyim deyip, Lee Morgan – Indeed! albümünü aldım. Albüm 1956 tarihli, o sırada 18 yaşında olan Morgan’ın ilk albümü. O sırada henüz Dizzie Gillespie ile çalmaya başlamış, birkaç ay sonra Dizzie grubu dağıtmak zorunda kalacakmış. Kapakta Lee Morgan’ı
Bunu Gürer Bey için aldım, annem gelince onunla göndereceğim. Gürer Bey sever Woody’yi de, içli beyaz country’cileri. Ben de arada sırada dinlerim, Guthrie’yi de ondan öğrenmiştim zaten.
Bengüm sever Beach Boys’u. God only knows pa pa pa pa pa pa paa!.. 8)