update

3 Temmuz’dan bu yana yazamadım, daha doğrusu birkaç kere yazmaya teşebbüs ettiysem de, lepitopi sağolsun, her seferinde kilitlenerek beni benden aldı. Eğer kendisine selamınız varsa belirteyim ki bu aralar benimle değil fakat tamirhanede. Artık iyi mi olur, yoksa acılarını dindirmek için işlemcisinden vurmak zorunda mı kalırlar, bilemem.

5-13 Temmuz tarihleri arasında hayırlı bir iş için ailecek İstanbul’daydık. Sonunda ağabeyimi everdik de geldik. Hazır İstanbul’dayken, ‘ana evi’nde kekli börekli bir gün bile yaptık – resimleri daha aktaramadım, ama kadro şöyle idi: Hande, Çetin ve Tekin Biraderler, Gürer Bey, Gökhan ve Şeyda çifti ve de Erdem Karaadam! Yılların kaçağı Ece Hanım’ın yüzü suyu hürmetine ziyaretimize geldi, ayrıca gelirken ondaki Opua Dışın!ı da getirmeyi ihmal etmedi. Kendisine buradan üç adet hip ve bir adet de hoorray gönderiyoruz.

Şimdi güzel laboratuvarımızda oturmuş, yandaki bilgisayara Visual Studio .NET’in yüklenmesinin bitmesini bekliyorum. Lepitopi’nin harddiskindeki hayati dosyaları Barış’ın taşınabilir harddiskine attım, şimdi de bu depoya bir vücut oluşturuyorum. Daha bahsedeceğim birkaç şey daha var ama onları başka başlıklar altında anlatayım da, Google’ın gezegeni kategorileştirme çabalarında benim de bir katkım olsun… 8)

yasemin ve menekşe

Dün, 2 temmuz oluşu itibarı ile, Yasemin’in doğumgünü, Menekşe’nin ise ayrılığının yıl dönümüydü. Menekşe’yi tanıyamadım, onun varlığından haberim olduğunda ise zaten gitmişti. Bilemiyorum, belki şimdiye kadar gördüğüm tek vesikalık fotoğrafındaki gülüşüydü beni dağlayan, belki de yaşıt oluşumuz. O günlerde bir şiir yazmıştım Menekşe’ye, ama şiirler ne zaman gidenleri geri getirebilmiş ki…

Anı

Bir çift güvercin havalansa
Yanık yanık koksa karanfil
Değil bu anılacak şey değil
Apansız geliyor aklıma

Nerdeyse gün doğacaktı
Herkes gibi kalkacaktınız
Belki daha uykunuz da vardı
Geceniz geliyor aklıma

Sevdiğim çiçek adları gibi
Sevdiğim sokak adları gibi
Bütün sevdiklerimizin adları gibi
Adınız geliyor aklıma

Rahat döşeklerin utanması bundan
Öpüşürken o dalgınlık bundan
Tel örgünün deliğinde buluşan
Parmaklarınız geliyor aklıma

Nice aşklar arkadaşlıklar gördüm
Kahramanlıklar okudum tarihte
Çağımıza yakışan, vakur sade
Davranışınız geliyor aklıma

Bir çift güvercin havalansa
Yanık yanık koksa karanfil
Değil, unutulur şey değil
Çaresiz geliyor aklıma

Melih Cevdet Anday

Menekşe Kaya 1977 - 1993Menekşe Kaya
1977 – 1993

Simülasyon kötü çıkmış, neylesin süpermen?

Ben labda (p334) bunları yazarken, yazdığım bilgisayarın yanındaki bilgisayar adım adım ve harıl harıl son nanoçark simülasyonunun sonuç snapshotlarını çekiyor – hesapta birleştirip çizgifilm yapacağım… Ama oturduğum yerden gayet de net olarak görmelerde olduğu manzara pek de iç açıcı değil (yandan video [0.8MB]). Kontrollü nanoçark -buna Haydar diyelim-, daha ilk andan, etkileşime girdiği, her bir şeyi yapmakta özgür olan diğer nanoçarka -buna da Özgür Kız Viliye diyelim, bir taaruza girip onu iyice uca kaçırttı ve bütün çabalarına rağmen son anları saymazsak, bir türlü düzgün çevirttiremedi. Pöff! Daha önceki çarklar epey güzel dönmüşlerdi [üstten video [5.4MB], yandan video [5.5MB]], bunlar biraz gıcık çıktı. Başlangıç ve sınır koşullarını tekrar gözden geçirmeliyim… Poffidi poffidi…

Haydar ve Viliye mutlu günlerinde.. (iBaşlangıç adımı)/i
Haydar ve Viliye mutlu günlerinde.. (Başlangıç adımı)