Pardus veya KDE ile ilgili.

* Eduroam’a bağlanamıyorum.
* Yazıcı hala 7 dakika bekliyor (https’e ipp yerine http’den symlink çıkaracağım).
* Bir şekilde -her nasıl olduysa- çözünürlük sorunlarımı hallettim (gibi).
* Amarok’u MySQL destekli istiyorum.
* Masaüstleri arasında CTRL-ALT-SOL/SAĞ OK ile geçiş yapmak istiyorum.
* Klipper’ın da Glipper gibi CTRL-ALT-C’ye basınca nerede olursam olayım, hafızadakilerin seçilebilir listesini çıkartmasını istiyorum.
* 2 Alt’a birden basınca klavye düzenimin İngilizceTürkçe arasında gidip gelmesini istiyorum.

Evet şimdilik bu kadar. eduroam’da sanırım aşama kaydettim. Network applett’den katiyen bağlanamasam da, wpa_supplicant ile şunları yapabiliyorum:

dutsm0175 ~ # cat /etc/wpa_supplicant.conf

network={

ssid=”eduroam”
key_mgmt=IEEE8021X
eap=TTLS
phase2=”auth=PAP”
anonymous_identity=”anonymous@tudelft.nl”
identity=”etasci@tudelft.nl”
password=”xxxx”
}

dutsm0175 ~ # wpa_supplicant -w -B -i wlan0 -c /etc/wpa_supplicant.conf -D wext

dutsm0175 ~ # iwconfig
lo no wireless extensions.

wlan0 IEEE 802.11g ESSID:off/any
Mode:Managed Frequency:2.462 GHz Access Point: Not-Associated
Bit Rate:54 Mb/s Tx-Power:32 dBm
RTS thr:2347 B Fragment thr:2346 B
Encryption key:off
Power Management:off
Link Quality:0 Signal level:0 Noise level:0
Rx invalid nwid:0 Rx invalid crypt:0 Rx invalid frag:0
Tx excessive retries:0 Invalid misc:0 Missed beacon:0

eth0 no wireless extensions.

bundan sonrasını bilmiyorum. dhclient diyecekseniz:
dutsm0175 ~ # dhclient wlan0
-su: dhclient: command not found

ben yoruldum, eve dönmek istiyorum.. (Bir de oturumu kapatınca pardus’un göçmemesini. Bir de göçmeyip, bilakis açılabilen bir openoffice. Bir de içmeyen kocası. Bir de evi.)

Baba Ocağı Part II : Kendim ettim kendim buldum

Yaktın beni Pardus.

Açılışta 800×600 çözünürlük maksimum seçilebilir seçenekti. Update edeyim dedim, düzelir. 2 saat boyunca bilmemkaçyüz paket indirdikten sonra çözünürlük hala aynı ama artık ayarlara girdiğimde şu güzel mesajı alıyorum:

Your X server is using the RandR extension at version 1.2 or greater which doesn’t have any configuration yet.

Oh miss gibi. Ayrıca hala hiçbir wireless ağı göremiyorum. LiveCD olduğundan değil imiş.

Daha printer’ı denemedim. External monitörü desteklemiyor.

Geçmiş olsun Sururi Efendi!

Ubuntu mu desem Debian mı?

Off ya!

Hamiş: Pardus’un selamı var:

Message from syslogd@localhost at Thu Apr 17 14:52:56 2008 …
localhost kernel: Disabling IRQ #82

Hamiş 2: Yaşadığım cehennemi az da olsa tecrübe etmek ve güzel bir retro için bkz. 800×600 böyle bir şey

— /etc/X11/xorg.conf modes hede hödö. 1024×768’teyim şu anda. Bakalım 1680×1050 destekleyecek mi?..

** Nasıl yani? Sevdiğim Gnome programlarını çalıştıramayacak mıyım manuel olarak gnome’u yüklemezsem? Ayıp olmuyor mu? Fedora’da Gnome çalışırken, Kprogları kolaylıkla yükleyebiliyordum ama ama… (Tomboy‘suz yaşam mümkün değil)

Baba Ocağına Dönmek (Fedora – Pardus)

Hollanda’da beklediğimin aksine, kişisel bilgisayarlarda Linux kullanımı oldukça düşük (8 parmaklı bir adamın parmakları kadar). Ya, o kadar da değil ama yine de şöyle bir şey söyleyeceğim dayanamayıp: “Geekler Windows, normaller Mac kullanıyorlar”. Mac çok yaygın. Yaklaşık 4 ay kadar önce sanırım, buradan bana bilgisayar verdiklerinde, üzerinde -doğal olarak- Windows (XP) vardı. Yeni gelecek olan clusterlara Fedora kurulacak diye, ben de Fedora kurdum. Tabii gönlümdeki aslan Pardus idi ama iki sebepten ötürü (mpich ve mathematica desteksizliği) Pardus değil de, Fedora’da karar kıldım. Fedora güzel fakat spesifik olarak iki noktada çok canımı sıkıyor ki, aslında canımı sıkan şeyler de ona değil, aletlerin özel olmasına atfedilmeli. İlk olarak buradaki kablosuz ağa (eduroam) bağlanamıyorum. Bir ara bağlanmayı becerdim ama bir süredir yine bağlanamazlık statüme indirgenmiş durumdayım. İkincisi de https yoluyla bağlandığımız network yazıcısına (NRG MPC 2500) bir iş yolladığımda 7 dakika geçmesi gerekiyor printer’ın basması için. Kambura sormuşlar, “kamburunun gitmesini mi istersin yoksa bütün dünyanın kambur olmasını mı?” diye de, bilin bakalım ne demiş. Benimki de o hesap. Kimse bağlanamasa eduroam’a, herkes 7 dakika beklese beher iş için sorun kalmayacak ama Linux’la halledemediğim bir işi, oyunlar için tuttuğum Windows’un şıppadanak halletmesi hakikaten çok sinir bir durum, koyuyor adama. Bir de son olarak bu iki hoşnutsuzluğa birkaç gündür t-bird’ün sızlanmaları tuz biber ekti. E-postalarımı FAT32 partition’da tutuyorum, ilk başta Linux’a komple geçiş yapacağımı bilmediğimden, Windows’tayken de e-postalarıma erişebileyim diye böyle bir şey yapmış idim. Gel gör ki şimdi haspa “Unable to open the summary file for xxx. Perhaps there was an error on disk or the full path is too long.” diye ı-ıh çekiyor. Artık 30 küsürlü yaşlarımdayım, uğraşamam hiçbir OS’un nazıyla, kimse kusura bakmasın. Mathematica’yı bırakıp Octave’a geçtiğimden (evet ben de biliyorum symbolic ile discrete farkını) ve mpich değil de lam da olabilir, evek dediğimden şimdi Pardus’a dönüyorum. Ayrıca Gnome’u sevmediğimi de öğrenmiş oldum Fedora vesilesiyle. Geçen gün Pardus’u Live CD’den çalıştırdım, printer’ı deneyemedim (ipp’ye https olarak symlink veremedim herhalde CD’den olduğu için), wireless’ı da deneyemedim (kartı tanısa da ağları bulamadı, bu da herhalde CD’den olduğu için). Az evvel kurulum CD’sinin iso’sunu da yazdım bitti. İnşallah partition ayarlama filan vardır, yoksa hakikaten kızarım.

Hamişler:
* Eki ve Çağlar, bundan sonra ensenizdeyim! Kırmızı hat isterim!
* Pardus bug’larında ses kartı tanınmıyorlara rastladım pek fazla, umarım öyle bir şey olmaz.
* Ve hayır, 2008’i bekleyemem ne yazık ki, takıntılı bir insanım, kafama bir şey girince, çıkarmak lazım heman.

WiredAVClubSadoMazoBirİki

Demiştim, değil mi, takip ettiğim dergiler arasında Wired ile A.V. Club var, ikisi de birbirinden güzel. Geçen gün de Bengü’ye söylüyordum : Türkiye’deyken artık bir daha derhi okuyamayacağımı düşünür olmuştum. Her şeyi bildiğimden değil ama dergilerdeki hemen her şeyin çıkartılabilir olduğundan. Eskiden ilgimi çeken dergilerde yorum kısmı giderek azalıyordu ya da bana öyle geliyordu bir de ah o gereksiz ciddiyet. Hakikaten geleceğe dair dergisel umutlarımı ciddi oranda kaybetmiştim ki işte bu ikisi yetişti imdadıma. A.V. Club daha bir ya/t/kın benim kafama ama Wired da bazen on ikiden vuruyor. Sonuçta tavsiye ederim, vaktiniz olursa, nereye sörf edeceğinizi şaşırdığınız bir vakit filan mesela gibicesine. Bu da tadımlık olsun, ben bayıldım harika bu çocuklar hay çok yaşayın çocuklar, e mi! Yeni nesil bir harika Samuel, duydun mu beni?

Wired’s Geekster Handbook, a Field Guide to the Nerd Underground




1. The Fanboy

Disposition: Speaks mostly in lines from The Simpsons, Star Wars, Highlander, and Ghostbusters. Enjoys arguing about whether Batman or Boba Fett would win in a fight. (Batman.)
Beliefs: The Force exists, but midi-chlorians are bullshit. Han shot first.
Turn-Ons: Princess Leia in slave gear. Starbuck (male and female incarnations). Amazing Fantasy No. 15. Velour uniforms.

2. The Music Geek
Disposition: Would be really happy to introduce you to music better than that overexposed crap you like. Always up for a show, but it’ll totally suck.
Beliefs: MP3s are not as good as CDs, which are not as good as vinyl LPs, which are not as cool as wax cylinders. What your speaker cables are made of matters.
Turn-Ons: A complete set of Sub Pop Singles Club 45s. VH1’s Behind the Music (hair metal only). 0.0 scores on Pitchfork. Vacuum tubes.

3.The Gamer
Disposition: High DEX and INT scores, low CHA (thus, the lack of friends). Given to indecipherable insults (“I pwn3d u, n00b!”).
Beliefs: The game Real World has a great physics engine, hi-res graphics, and convincing surround sound, but the learning curve is too steep. Girls should dress like Yuna in Final Fantasy.
Turn-Ons: Spawn points. Haptic feedback. Pac-Man ringtones. Morgan Webb. Split-screen co-op.

4. The Gadget Guy
Disposition: Sociable while waiting in line on launch day; ferocious in comments on Gizmodo. Seemingly unflappable in the face of early adopter’s remorse (aka Apple Newton Syndrome).
Beliefs: I can fix that. There’s no god but MacGyver. The price will drop in a month, but I need it now.
Turn-Ons: Unboxing videos. Backup batteries. Blue LEDs. Laser pointers. People who RTFM. Things that make loud clicking sounds.

5. The Hacker
Disposition: Chronically crabby — then again, having such a superior intellect is a heavy burden. Paranoid tendencies.
Beliefs: One shall stand, one shall fall. Sun allergy is a real condition. Cybersex: not utterly disgusting. Cory Doctorow is too soft on DRM. 2600 magazine has gotten too commercial.
Turn-Ons: Trinity. l33t fluency. Narc-spotting at DefCon.

6. The Otaku
Disposition: Alarmingly happy. Prefers to read right to left.
Beliefs: Manga is a medium, not a genre. Furries aren’t loathsome. I can learn Japanese from Gundam. Lynn Minmay is the most annoying character in the history of anything. The next major anime release will be a box office hit in the West — this time for sure. It’s not all tentacle porn, OK?
Turn-Ons: Tentacle porn. Dirty Larping. Dating sims. All things kawaii.


Ben mesela, fena halde 1 ile 2 karışımıyım. Barış desen 4 (o 3 ile 6’yı iddia etse de) Geçen Dee ile konuşuyorduk da, Eki de 4. Neyse gidin bakın, zira ilgili yerleri bold mold yapmaya üşendim, yerinde temizi güzeli var. Benden de selam söyleyin, siz “modo$” deyin, o anlar.

Bonus da burada ile burada (aha aha aha). İkincisi çok korkunç pek fena geldiyse, şu da olabilir.

my dog won’t bite if you sit real still

ya da What Really Grinds My Gears (part twee)

  • Eki, Pardus’un Blog/Duyuru fok ve füsüroloji sayfası yok mu ki sen kendine üstüne üzerine afiyet mecbur hissedip bizi mahküm ediyorsun blogunda yok bilmemne sürümü çıktı’larına biz heyecanlanmak zorunda mıyız? Otur blog yaz adam gibi tembel olma anlam bozukluğu aşağıdakilerden hangisidir?
  • Bir haftadır kafama takılan bir şarkı var, dilimin ucunda. Sadece üç notası var aklımda, sözleri yok, sanırım bayan vokalli sanırım panki panki ama bulamıyorum bir türlü. Çok korkunç bir durum. O kadar korkunç ki hatta, lambadan cin çıksa 3 dilekten birini neydi bu şarkı diye kullanabilirim bir ihtimal (yalan, kullanmam). Madem üç dilekten başladık bir de bütün insanlığın “dahi anlamındaki de”leri ayrı, -de halini de bitişik yazmasını dilerim (yalan, böyle yazmayanların iflah olmasını değil, ishal olmasını dilerdim aslında, ya da telef… Türkiye güzel günlere el ele.)
  • Bizim okulun her şeyi çok iyi çok şükür bir şeyi hariç: Bilgisayar teknik destek bilgi işlem nane molla fasilitesi. Bu arkadaşlar en son parlak fikir olarak migration olayıyla çıktılar. Migration ne mi? Alıyorlar bilgisayarını bir güzel format atıyorlar, windows yüklüyorlar standard, bilgisayarının hiçbir özelliği kalmıyor, hard disk olarak da network üzerinden central hede hödö storage facility’yi kullanıyorsun, hangi bilgisayardan bağlanırsan bağlan mathematica filan standart program kullanıyorsan, fark etmiyor, nasıl olsa dosyaların nette, programlar merkezden ekmek elden su gölden ama sinir oldum ben buna. Görünüşe göre Mac Osçulara X, Linuxçulara da SUSE yükleyeceklermiş ama sonra olmamış, ben yüklettirmem diye direndim, şimdi niye direndim diye düşüüyorum. Böyle de kılım. Fedora’yı seviyorum çoğu zaman ama adamların yaptıkları kötü bir şey değil ama ben niye öyle gıcık oldum hala bilmiyorum (biliyorum, yaşla ilintili bir görgeçbilim nesnesi)
  • Perihan Mağden’in süper bir yazısı var bu konuyla ilgili, geçen ay Bengü dikkatimi çekti de hastası oldum o yazının, utanmasam kesip cüzdanımda saklayacağım fetiş ojesi (suje var da…).
  • Türkiya dönsün çark. Nasılı masılı yok. Şu oğlan omuzlarımızla dönsün. Hakikaten çok kötü görünüyor durum ve dahi gidişat böyle dışarıdan uzaydan bakınca. Yapmayın kardeşlerim etmeyin kardeşlerim kendinize yazık (“İzleyicilerde sorun yok, duygularda bozukluk yok, bir tek organizasyonda sorun var” demişti ya Müslüm Baba hani, aynen öyle, yapmayın kardeşlerim jiletlemeyin kendiniz..

Giderim ben. İnsanlar iki çeşit bugün kafam bozuk neydi şu şarkı.