Bill Bailey – Part Troll

Bill Bailey - Part TrollUzun zamandır bu kadar gülmemiştim. Black Books‘un Manny’si Bill Bailey‘nin stand-up şovu (böyle mi deniyordu?) beni benden aldı, tavsiye ederim… Özellikle Gürer Bey’in görmesi gereken bir “scale of evil (This must be Kelsey Grammer from Frasier – Niles, it’s a costume party!)” ve “axis of evil (Yes, this is the axis of evil, how can I help you?)” kısımları var ki, anlatmakla olmaz. Bu arada Hitler’in vejetaryan olduğunu da öğrenmiş bulundum bu vesile ile (ayrıca Ku Klux Klan for the Enviroment Program: Keep the Arctic White!).

Nein Davut ya da kötü haber…

Buradaki evi, üniversiteyle işbirliği içinde çalışan DUWO diye bir şirketten tuttuk. Ev (adı Portekiz Misafirhanesi olarak geçiyor), çok güzel bir yerde ve çok güzel bir şekilde olup, 1590’lara kadar giden tarihi bir binanın içinin yeniden düzenlenmiş hali. Ev aklımda 70m2 olarak kalmış, bir oda bir salon, mutfak + banyo. Evdeki diğer daireler de benzer şekilde, çamaşırhane ortak, haftada bir temizlik oluyor, çarşaflar değiştiriliyor. Sadece TUDelft’te çalışan ailelere veriliyor buradan. Eğer bekarsanız veyahut da öğrenciyseniz, topluca yaşadığınız yurttan hallice apartmanları var. 2 haftadan 1 yıla kadar anlaşma yapabiliyorsunuz (zaten DUWO’nun alt adı Short Staying in Netherlands). Neyse, geçen gün bana evle ilgili olarak verilen materyaller içinde şunu keşfettim:

Extra Persons : Overnight stays of other persons are not allowed. DUWO and its authorized staff reserve the right to enter residents’ rooms at any time, if they suspect you have overnight guest(s). Of course having visitors during the day is permitted*. (Şu “not allowed”daki koyuluk orijinal metinden bu arada)

Hobaaa! Yani kısacası, siz yine planlarınızda değişiklik yapmayın, buyurun geliniz, otel masraflarınızda yardımcı olacağız madem ki yatak veremiyoruz… Böyle de bir şey… Neyse, 1 sene sonra nasılsa yeni bir eve çıkacağız normal şartlarda bir eve (DUWO’nun olayı “hemen geleyim gireyim hiçbir şeyle uğraşmayayım” mantığı olduğu için, kapıyı açtığınız anda, mobilya, sıcak su, internet hazır, elektrik-su-ısınma-vergi masrafı filan yok), o zaman da doyasıya ağırlarız, ama şimdilik, güzel otellerimiz olayı…

U2 sevmem ben.

Evet, aynen subject. Soran olunca derim, Joshua Tree, Boy, Zooropa güzel günlerdi onlar ama içinde “Bono, Sopa, Boş Bir Oda (Anahtarı bende)” anahtar kelimeleri geçen bir hikaye yazın deseler, MNIE3x05‘tekinin benzeri şakır şakır döktürürüm… Ha, ayrıca Nick Cave ve U2’nun, hele ki Joshua Tree‘nin kalbimde derin yaralar oluştuğu bir dönemde tütün niyetine iyi(?) gelmişliğinden kaynaklanan bir kuyruk acım da vardır. Yani, evet, taraflı bir olgu bu hissettiklerim, bağımsız olarak algılayamıyorum kendilerini.

Anthrax’ı sevdim, seviyorum, seveceğim. Kısa pantalonlarla, spor ayakkabılarla, ninja kaplumbağalarla ve acaip sert gitarlarıyla ve ciddi olmaya çalışmayan sözleriyle gönlümde ayrı bir yerleri vardır.

Bildiğiniz / bilmediğiniz üzere, Joey Belladonna dönmedi, John Bush iyidir ama o kadar da değil ve ayıp oldu hakikaten çocuğa. Şimdi Wiki’den baktım, Corey Taylor diye bir zatın gelebilitesi varmış… (Şimdi de resmi sitelerine uğradım, NASIL YANİ? Amcalar orijinal kadroyu toplamışlar mı? (Scott Ian (Scott’cuğum) Joey Belladonna, Charlie Benante, Daniel Spitz, Frank Bello (bu sonuncuyu hatırlamadım))

Şimdi niye yazdım bu kadar şeyi: Elime bir toplama Anthrax albümü geçti (Srevocnikufesin – ama tahmin edebilirdiniz zaten bunu, değil mi 8) Bir kısmını daha evvelden dinlemiştim zati ama amcalar zaten damardan giren bir şarkı olan Exit‘i offf offff…. Bu arada, belirtmeliyim ki, hemen ardından Police’in Next to You‘su başlıyor… Jın jın jın dol dol dol garç diye geçiyor tümleşik isim tamlaması…

2_2_dg
mavi_dg
gunbatimi_dg
2_dg
You know he got the cure
But then he went astray
He used to stay awake
To drive the dreams he had away.
He wanted to believe
In the hands of love.

His head it felt heavy
As he came across the land
A dog started cryin’
Like a broken-hearted man
At the howling wind
At the howling wind.

He went deeper into black
Deeper into white.
He could see the stars shine
Like nails in the night.

He felt the healing
Healing, healing, healing hands of love
Like the stars shiny, shiny from above.

A hand in the pocket
Fingering the steel
The pistol weighed heavy
His heart he could feel was beating, beating
Beating, beating, beating
Oh my love, oh my love,
Oh my love, oh my love.

Oh my love…

So hands that build
Can also pull down
The hands of love.

Exit / U2 – The Joshua Tree

Hamiş: Resimleri, onu çeken kişiden habersiz olarak kullandım ve hayır, referans vermiyorum.