sevdiklerim: sinema

  • jim jarmusch
  • aki kaurismäki
  • sophia coppolalost in translation (kaldı ki virgin suicides da sağlam bir filmdi)
  • richard kellydonnie darko
  • luc bessonsubway
  • claude sautetun coeur en hiver
  • frank caprait’s a wonderful life
  • stephen frearshigh fidelity
  • jean luc godardà bout de souffle
  • kar wai wong
  • marc caro, jean-pierre jeunetla cité des enfants perdus
  • miranda julyme and you and everyone we know
  • coen biraderler (genelde tüm filmleri ama kötü olunca tam kötü oluyor: fargo ile o brother where art thou? neydi öyle.. hudsucker proxy ile the man who wasn’t there diyelim en iyisi)
  • rushmore, the royal tenenbaums, life aquatic with steve zissou ile wes anderson (yaşa! varol! şak şak şak!)
  • woody allen
  • richard curtislove actually
  • jae-young kwakyeopgijeogin geunyeo (my sassy girl)
  • Anders Thomas Jensen olsun, ne olursa olsun.. Flickering Lights, Green Butchers, Adam’s Apples,… bring it on!..

    TV/Dizi listesi için..

    Biyografime Dönüş

  • “sevdiklerim: sinema” için 0 yorum

    1. Başlıksız — Zach Braff’ın Garden State’ini de izlenecekleri listenize eklerseniz pişman olmazsınız diye düşünüyorum. Ama yine de özgürsünüz tabii. Zira Lost in Translation’dan sonra izlemiştim onu sevenler bunu da sever önerileri üzerine.

    2. 8) — Tavsiye icin tesekkur ederim. Garden State’i izlemisligim vardi ama tabii 4. defa izlemekten bir sey cikmaz! 8)

      Sevgilerle, gorusuruz elbet yine! 8)
      (Buyuk hayrani oldugum Woody Allen’i Avrupa’ya geldigi gun izlemeyi biraktigimi soylesem? Yanlis olur tabii, Everyone Says I Love You Cannes’da geciyordu galiba / ama kast ettigim Match Point ve devami.. yani Barselona’daki sairden sizin blog sayesinde haberim oldu ki, tamamiyla destekledigim bir tavirdir, utanmasam buna da bir link verirdim ama… dayanamayip veriyorum. 8)

    3. Başlıksız — Abes olmuş üstelemem,pardon. Woody Allen konusuna kısmen katılıyorum. VCB’daki replikler sebebiyle. Bu arada filmlerin 2008 linkini az önce keşfettiğimi utanarak itiraf etmeliyim. Bu arada Avatar’ı Pazar günü izleyebildik. Zira, çoluk çocuk vs sözkonusu olunca uygun film saati yakalamak bir lüks, filmi sinemada izlemek uzak bir düş gibi oluyor, tahmin edersiniz.

      Diğer yandan, son zamanlarda kitaplardan uyarlama filmlere takmış bulunmaktayım. Dorian Gray’in Portresi 2009 yapımı versiyonu ( http://www.imdb.com/title/tt1235124/) ve Boris Vian’a galasında kalp krizi geçirten Mezarlarınıza Tüküreceğim kitabının uyarlaması izlenmeyi bekleyenlerden.

      Kalın sağlıcakla,

    Bir cevap yazın

    E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir