Buralar…

 Hesapta, bir ay kadar önce, "Şimdi neredeler – maziden gelenler" benzeri bir başlıkla son 2 ay içinde yaşadığımız epey bir değişikliği aktaracaktım, olmadı. İnsanın yazacak çok şeyi olunca yazmak daha bir zorlaşıyor mudur, nedir. Özetle: "Burada"yız artık.

Bugün biraz kırık gibiydim, sabah servisle okula giderken "yıllar boyu onu hayal etti, bekledi. Oysa hiç gelmedi." gibi bir cümle belirdi aklımda pencereden bakarken. Murathan Mungan’ın "Kırk Oda"sında vardı böyle bir hikaye sanırım ("O ayakkabı Külkedisi’nin de ayağına olmadı. Yarın diye bir şey yoktu." diye biter). Bir de makas hikayesi (altın makas olan değil de, tren raylarındaki makasa dair olan hikaye). Kırk Oda’yı en son okuyalı kaç yıl oldu? 20? Bazı şeyler kalıyor ama.

Mutsuz değilim aslına bakarsanız (ey kâri!), keyifsiz bile sayılmam. Beklediğimiz bir şeyler var, an itibarı ile de işler yolunda gidiyor, tünelin ucunda ışık ve diğer metaforlar var.

Neyse, yazarım uzun uzun elbet. $izoSuru – Kırmızı’da dediğim gibi: Aslında bu bir üçleme olacak, peş peşe hazırlamayı düşünüyorum, listeler de hazır. ("Eskişehirli bir tüccar vardı. Var mıydı?..") Sular seller gibi yazacağım. Evet.

Comida Despedida – 12/12/2012

 

İnsan mantıksızca özler mi? İnsan başka türlü özleyebilir mi ki?

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir