
Burada bir buçuk ayımızı doldurduk, hatta eve yerleşmemizin üzerinden bile bir ay bir hafta geçmiş… Bu zamana kadar düzeni oturturduk diyorduk ama her şey hareket halinde, biraz daha bekleyelim bakalım. Şanghay’daki hayatın bendeki başlıca yansıması bu oldu: hiçbir şey beklediğiniz gibi gitmiyor, hatta Ece’nin sevgili arkadaşı Sude’nin deyişiyle “kılçıksız” olmuyor, olamıyor. Küçük dertler, öyle 100.000 kağıt kesiği de değil tabii ki, yok artık, daha neler, keyfimiz yerinde çok şükür ama A noktasından B noktasına gideyim dediğinizde, illâ beklenmedik bir faktör oluyor (hiçbir şey olmuyorsa dil faktörü var). Nergis Hanım haklı olarak “Çin’e geldik, burası Çin, en doğal şey her şeyin farklı olması” diyor. Haklı.
Okumaya devam et “Şanghay, Medium Place gibi… (‘kılçıklı’)”


