bayram

Sizlerin ve bütün kuzuların, balıkların ve kuzu balıklarının bayramı kutlu olsun..


28/10/2009, Schiphol Havaalanı, Amsterdam, Hollanda

“bayram” için 3 yorum

  1. Bayram Şarkısı — Bir bayram şarkısı seçeyim diye düşünürken oldukça zorlandım. Şarkılardan yaptığım elemeler sonucunda kala kala elimde The Offspring-Pay The Man kaldı. Bu şarkı, ya bir filmin ya da bir dizinin soundtrack’inde yer alıyor olmalı çünkü grubun başka bir şarkısı yok elimde. 10 dakika sürüyor şarkı. Bayramın 4 gün sürmesi gibi uzun. Şarkıya başladığınızda ne zaman bittiğini anlamıyorsunuz (ya da bana öyle geliyor).Bayramın başlaması ile bitmesinin bir olduğu gibi. İyi bayramlar.

    http://www.youtube.com/watch?v=nujL7mptAJc

  2. pay the man — ne kadar guzel bir sarkiymis, hic off-spring’den beklemezdim bu turde bir sey, cok tesekkur ederim. Basinda Apocalypse Now’in climax’inda calan muzigi hatirlatti, sonrasinda vokallerle birlikte neyde su grubun adi, bazaar diye sarkilari vardi hani – bir saniye bakayim, hah, “The Tea Party” idi tabii ki, onlari animsatti, sonra da fena halde Porno for Pyros’a donustu… E insanin 10 dakikasi olunca bol bol dusunecek zamani kaliyor… 8)

    Sarkinin girisi bu arada, Michael Moore’un Bowling for Columbine’inde caliniyormus wikipedia’nin dedigine gore.

    Iyi bayramlar, buralardan oralara sevgiler, selamlar, kalin saglicakla!

    (Tavsiye Hamis – Adam’s Apples)

  3. Adam’s Apples — Şarkıyı beğenmenize sevindim. Gönderdiğiniz sevgiler ve selamlar az önce bana ulaştı, haber vereyim dedim.

    Adem’in Elmaları’ndan sizin sayenizde haberim olmuştu.(http://www.emresururi.com/blogs/sururi/index.php?msg=3011) İşte o zamanlar ev arkadaşımla izlemiştik. Çok beğenmiştik. “İstersen bunu tartışabiliriz.” filan diyorduk birbirimize. Filmden sahneler geliyordu aklımıza sık sık ve gülüyorduk. O zamanlar yorum yazacaktım ama bir şeyler ters gitmiş olmalı ki (unexpected shutdown detected), yazamamışım.

    Çok değil bundan birkaç gün evvel (bir hafta da olabilir) takip ettiğim dizilerin son bölümlerini izlemiştim ve izlemek için film seçmek üzereydim. Sonra sizin hazırlamış olduğunuz süpriz paket geldi aklıma. Ten Minutes Older : The Trumpet’i buldum. Öncesinde, hem mukavva hem de kelime işlemciyi hazırladım. Kelime işlemci keyif vermezse, mukavvayı deneyecektim çünkü. Gün Batımında Işıklar filmindeki mahkeme sahnesini hatırlamaya çalıştım, olmadı. Sonra filmi bulmak için sağı solu karıştırdım bulamadım. Kim sakladıysa çabuk versin filmi lakin böyle şakalardan hiç hoşlanmam! dediysem de kimseden ses çıkmadı. Fırsat bu fırsattır diyerek, yalnızken şu filmi izleyeyim dedim, Kaurismäki ile başladı. Kısaydı ama aynı zamanda da uzundu film. Filmde çalan şarkı da iyiydi. Bir şeyler daha yazacaktım ama uçtu gitti.

    İyi akşamlar.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir