13 yılın ardından daha hâlâ mı bu kadar çarpabilir bir film insanı!.. *
*eğer bu giriş okunup da heveslenilmişse, öncesinde mutlaka ve mutlaka In the Mood For Love, Chungking Express (+ tercihen Days of Being Wild) izlenmelidir.
tekrar et, bugün günlerden cuma…
13 yılın ardından daha hâlâ mı bu kadar çarpabilir bir film insanı!.. *
*eğer bu giriş okunup da heveslenilmişse, öncesinde mutlaka ve mutlaka In the Mood For Love, Chungking Express (+ tercihen Days of Being Wild) izlenmelidir.
doğum günüm kutlu oluyor, ayrıntılar sonra.. 8)
Öncelikle, herkesin bayramı kutlu olsun, bugün hakikaten çocuklar gibi şen olan bin atlı gibi sevinçliydim, bir zıplamadığım kaldı bile yazamıyorum zira bir ara zıpladım da.
Okumaya devam et “Bayram Sevinci (ya da Kütür kütür Bertül)”
Merhabalar, hoşgeldiniz; açılışı Nerea’nın iki hafta kadar evvel gönderdiği/tavsiyelediği Fuel Fandango – Toda la Vida yapalım hemen:
Bir hafta kadar önce, gayet mutlu uyandığım bir sabah, öldükten sonra ne yapacağıma nihayet karar vermiş / bulmuş buldum kendimi. Öyle bunalım bir şeyler hiç değil, hakikaten değil, derin güzel bir uykudan uyanınca gelen aydınlık düşüncelerden. Hem sonra insan emekli olduktan sonrasını planlıyorsa, bu gayet normalse… (Sonuç mu dediniz, ne dediniz, ne dediniz
Sonuç hiç gömülür mü, geliyorum) Neyse, diyeceğimi yazayım da hiç de öyle karamsar -slash- allegorik -slash, virgül- italik çok afedersiniz sembolik bir şeyler olmadığını görün:
Öldükten sonra ikindi/saat 5 güneş batarken Hüsniya ile yeni yıkanmış balkonunda çay içip, oradaki sofada kestirip, uyanıp, aynı anı tekrar tekrar yaşamak istiyorum.
Okumaya devam et “Birdenbire odayı sözgelimi Mars’a çevirir bir köstebek…”