Dansu dansu dansu!

“Dansu Dansu Dansu”, nam-ı diğer Dance Dance Dance, Murakami’nin Wild Sheep Chase’inden sonra çıkan, öncekiyle kol temasında bulunan bir kipatının adı idi (kabaca konusunu hatırlasam da, detaylar (şimdi gidip listeden kontrol ettim) 11 yılın ardından epey silinmiş durumda — bir hoteli, bir de aktör arkadaşının çağırdığı ve mefta olan (spoiler sayılmaz) kızı hatırlıyorum net olarak). Geçen hafta Northern Exposure ziyaretlerimizin bir bölümünde (S04E07 – Bad Seed) rastladığımız turna dansını youtube’den aratırken yeni bir deyim öğrenince (“dance with abandon”), Murakami’nin kipatının adı da yüzeye çıktı.

aparttığım kaynak: http://bibliofilai.blogspot.com.tr/2013/09/haruki-murakami-dansu-dansu-dansu.html

Okumaya devam et “Dansu dansu dansu!”

Never trust an Elf…

Biz gençken (lisede) FRP oynardık: çokluk Dragonlance, bazen Forgotten Realms, çok nadir Cthulhu filan falan, boşverelim şimdi. Üniversitede Neuromancer, William Gibson, Neal Stephenson filan haberdardık, Billy Idol neydi, Max Headroom aslında neydi bilirdik bunları. Daha o zamanlar yemiş yutmuştum ben bunları babında, marifet olsun diye söylemiyorum, o zamanlar lame şeylerdi bunlar, marifet değildi, nerd olduğunuzun tescili idi (beni edebiyat kurtardı 8). Resim de bulalım bir tane ayaklı filan…

DM’lik yaparken, sene 1995, Ekinler’in Beşiktaş’taki ev. Arkamdaki Bera, ayağın sahibi Eki’dir herhalde, yandan tek dizi görünen de Karaadam’dır diye tahmin ediyorum

Okumaya devam et “Never trust an Elf…”

Levent ve 7 purolar cüceler

Levent, en sağlam bir arkadaşımdır, güzel müzik dinler, iyi filmler izler, Murakami okur, arabadan bilgisayara her konuda sohbet ederiz. Efkar adamıdır, Morphine severiz, ortak zevklerimiz çoktur, ek olarak o caz sever, ben sevmem ama son yıllarda bu konudaki üzerimdeki kötü etkisini de inkâr edemem. Özetle tam bir keyif adamıdır. Levent bu senenin başında puroya başladı.

Okumaya devam et “Levent ve 7 purolar cüceler”

Sınavlara Veda… (E. S. Hemingway)

Merhabalar, cuma itibarı ile -bildiğim kadarı ile- akademik hayatımdaki bildik anlamdaki sınav anlamı ile sınavları bitirmiş bulunmaktayım. Çok karışık, rekürsif bir cümle oldu ama özetle haberler iyi.

Okumaya devam et “Sınavlara Veda… (E. S. Hemingway)”

Grrrrrr…. ve diğer smiley’ler (emoticonlar, emojiler…)

Bizim zamanımızda smiley derdik, acid vardı, metalciler olarak sevmezdik pump up the jam’i filan, küçüktük tabii, o acid’in “o türden” asitlere dendiğini bilmezdik, rave anlamazdık.

Sonra üniversite zamanında Watchmen’lerin smiley’si, comedian’i geldi vs, vs..

Şimdi de bu:

cumaya doçentlik sınavı var. Güzel tesadüfler oldu, mesela Bengü ile aynı seansta giriyoruz, ODTÜ’de, ben fazla uzağa gitmiyorum, jüri konusunda da çok şanslı hissediyorum kendimi, sonra Betül, Süheyla ve Sevgi hocalarım sağolsunlar, muazzam bir destek aldım bölümden de. Hayırlısıyla şansımı deneyeceğim. Sınav anlamında, bu önümdeki nihai sınav. Kısmet.

Bu tür kaygılı durumlarda her zaman yaptığım üzere, cuma günü öğleden sonra beni aklınızdan güzel şeylerle (dua/şarkı/dans/güzel bir anı) geçirirseniz müteşekkir olurum. 8)

(Geçtiysem sonucu yazarım, yazmamışsam da sormayın n’olur…)

2011, PHYS743

 

El çabukluğu marifetim ile sihirbazlık yaptığım zamanlardan…
bkz. 30+ : Eller, eller, eller!.. (tek rakibim Barış Manço) 8)
[International School on Fundamental Crystallography, Bulgaristan, Eylül-Ekim 2013]