It’s my party…

Bu sabah fırına ekmek almaya giderken, kulaklığımda Brian Eno’nun –daha evvel de buralarda yazdığım– “Lay My Love”ı çalmaya başlayınca, aklıma Chris ile Ed’in turna için dans ettikleri muazzam sekans geldi, daha bir keyiflendim:

Burada muazzam bir kardeşlik, bir dayanışma var (İngilizcesiyle “fraternity”). Durumun benzerini düşünürken, Catalina’nın vaktiyle düşmanı olan Joy için, daha doğrusu onun için değil de, Joy’un iyiliğini isteyen arkadaşı Earl’e yardım için dans ettiği (zıpladığı) bölüm geldi (My Name is Earl s02e02 – Jump for Joy)…

Okumaya devam et “It’s my party…”

Mor dolmakalemim.

Evvelki hafta, mor dolmakalemimi kaybettim. Hemen farkına varamadım, tipik “ofiste değil, o halde evdedir / evde değil, ofiste daha dikkatli bakayım / o halde belki ceketimin-gömleğimin cebindedir, kirliye gitmiştir, oraya bakayım…”larla bir hafta geçti. Derslere girdiğimde çocuklara sordum, bölümün kapısına yazı astım, bulamadık.

Okumaya devam et “Mor dolmakalemim.”